Economist, Kılıçdaroğlu'ndan şüpheli: 'Yaptırımlara katılmaz, Esad'la uzlaşır'
Analizde, Erdoğan sonrası Türk dış politikasının Rusya, Suriye ve Kürtler başlıklarının radikal bir değişime uğramayacağı vurgulandı.
İleri - Dış Haberler
İngiltere merkezli haber dergisi The Economist'te cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri sonrası Türk dış politikasının olası seyrine ilişkin bir analiz kaleme alındı.
"Recep Tayyip Erdoğan'ın büyüsü bozuldu. Seçimlere üç haftadan az bir süre kala popülist lider, muhalefet cephesinin ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı çok az mesafe kat edebildi. Anketlerin çoğu Kılıçdaroğlu'nun 14 Mayıs'taki ilk turda avantaj sağladığını ve iki hafta sonra gerçekleşecek ikinci tur seçimlerini de kazanacağını söylüyor" değerlendirmesinin yer aldığı analizde, Erdoğan'ın dışarıdan destek aramak için çabaladığı, Rusya ve NATO arasında bir denge siyaseti güderek elini güçlendirmeye çalıştığı belirtildi.
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ve ABD'yle ilişkilerini "çok kötü" olarak nitelendiren analiz, başlangıç noktası olarak Rus menşeli S-400 hava savunma sistemlerinin satın alınması ve "Suriye'deki ABD destekli Kürt isyancılar" karşısında düzenlenen askeri operasyonu gösterdi. Bununla birlikte ABD'nin 2016'daki darbe girişimine destek olduğu iddiası, Kıbrıs ve Yunanistan'la deniz sınırı anlaşmazlığı başlıkları da gerilimli dış politika başlıkları olarak sıralandı.
'ARABULUCU ROLÜ'
Bununla birlikte analizin devamında şu ifadeler yer aldı:
"Bu muhalefet hükümeti altında gerilim kesinlikle azalırdı belki ancak ancak uzmanlar ve tecrübeli diplomatlar Erdoğan'ın devrilmesinin bir dış politika revizyonu anlamına geleceği fikrini reddediyor. Ekonomiyi düzeltmeye, siyasi tutukluları serbest bırakmaya ve Erdoğan otokrasisini dağıtmaya odaklanan bir Türk hükümeti, Batı'da bol bol takdir görecektir kuşkusuz. Fakat, Rusya'yla ilişkiler, 'Suriye'deki Kürt isyancılar' karşısındaki tutum gibi konularda büyük değişiklikler olası görünmüyor."
Kılıçdaroğlu hükümetinin Moskova ve Batı arasındaki krizde kendisini arabulucu olarak konumlandırma olasılığının Rusya'ya karşı "kendisini gösterme" olasılığından daha yüksek olduğundan yakınan analiz, "Kılıçdaroğlu'nun Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılması ya da Ukrayna'da daha aktif bir rol oynaması pek olası değildir" tespitinde bulundu.
Öte yandan analizde Suriye politikasının da "hızlı" bir şekilde değişime uğramasının beklenmemesi gerektiği vurgulanarak, "Kılıçdaroğlu, son on yıldır Suriye'deki diktatörü devirmek için her türlü desteği sunan Erdoğan'ın şimdilerde keşfettiği 'Esad'la ilişkilerin yeniden kurulması' politikasını sürdürecektir" denildi.