DOSYA | Türkiye siyasetinde Meral Akşener dalgası: CHP, HDP ve sosyalistler ne düşünüyor?

DOSYA | Türkiye siyasetinde Meral Akşener dalgası: CHP, HDP ve sosyalistler ne düşünüyor?

MHP’den ihraç edilen Meral Akşener liderliğindeki yeni oluşum, birçok kesim tarafından “sağ siyasette önemli bir boşluğu dolduracak” şeklinde nitelendiriliyor. 16 Nisan referandumunda da ‘hayır’ cephesinde yer alan ekibin, Türkiye siyasetindeki muhtemel etkisini akademisyen-yazar Fatih Yaşlı, HDP Onursal Başkanı ve İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Birleşik Haziran Hareketi Yürütme Kurulu Üyesi ve CHP Parti Meclisi Üyesi Canan Kaftancıoğlu ve TKP Genel Başkanı ve Birleşik Haziran Hareketi Yürütme Kurulu Üyesi Erkan Baş ile konuştuk.

Türkiye’de 90’lardan bu yana sağ siyasetin önemli isimlerinden biri olan Meral Akşener, MHP’de yaşanan ayrışma sürecinin ardından yola yeni bir siyasi oluşumla devam etme kararı almıştı. MHP’den ihraç edilen diğer önemli isimlerden Ümit Özdağ ve Koray Aydın’ın da desteklediği Akşener liderliğindeki oluşum, şimdiden MHP tabanından önemli bir desteği sağlamış durumda. Yeni oluşumun, MHP’nin yanı sıra diğer sağ siyasi özneleri ve milliyetçi-muhafazakar kitleleri nasıl etkileyeceği ise merak konusu.

İSLAMCILARLA DANSTAN MİLLİYETÇİ HAREKETE

Akşener siyasi kariyerine, Türkiye tarihinde faili meçhul cinayetler, katliamlar, gözaltında kayıplar, çatışmalar, köy yakmalar ile anılan 1990’lı yılların ortasında bu sürecin başaktörlerinden Doğru Yol Partisi (DYP) ile başladı. 1995 yılında gerçekleştirilen genel seçimde DYP’den milletvekili olarak TBMM’ye giren Akşener, 1996 yılında Susurluk Skandalı’nın ardından istifa eden Mehmet Ağar’ın yerine İçişleri Bakanlığı görevine getirildi.

28 Şubat sürecinin ardından 1999 seçimlerinde bir kez daha DYP’den milletvekili seçilen Akşener, 2001 yılında DYP’den istifa ederek, Milli Görüş çizgisinde yaşanan ayrışmada ortaya çıkan Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül liderliğindeki “yenilikçi” ekibe katıldı. Akşener, Abdullah Gül ve Abdüllatif Şener’in çalışma ofisi olarak kullandığı Politik Araştırmalar Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında neden İslamcı ekibe katıldığını şu sözlerle açıklıyordu:

“MİLLİYETÇİLİK, DİNDARLIK, LİBERALLİK TÜRK MİLLETİNİN OMURGASINI OLUŞTURUR”

“Milli ve manevi değerler, dini değerler milletin değerleridir. Dolayısıyla her parti bu değerleri savunmalıdır. Sadece tek bir partiye milliyetçilik, bir partiye dindarlık, bir partiye liberallik bırakılmayacak kadar Türk milletinin omurgasını oluşturan kavramlardır. Dolayısıyla bu kavramların, insanlarımızı oluşturan bu değerlerin ebetteki bu siyasi organizasyonda yeri olacaktır. Ama istismarı söz konusu olmayacaktır. Bundan sonra Türkiye'nin geldiği nokta istismarların ortadan kaldırılacağı bir dönem olacaktır.”

Ancak Akşener’in İslamcılarla teması kısa sürdü. Birkaç ay sonra AKP’nin kurucularıyla bağını kopartan Akşener, MHP’ye katıldı. Akşener her ne kadar bu ayrılık için “ilkeler” gerekçesini öne sürse de, eski AKP’li bakanlardan Nihat Ergün, “Adım Adım Siyaset” adlı kitabında, Akşener’in ayrılığının arkasında kendisine yakın isimlerin istediği pozisyonlara getirilmemesi olduğunu aktarıyor.

MHP’DE İÇ TARTIŞMALAR

MHP’ye katıldıktan sonra her dönem TBMM’de kendine yer bulan ve TBMM Başkanvekilliği görevinde de bulunan Akşener, MHP’nin etkili isimlerinden biri olarak partide ortaya çıkan tartışmalarda da önemli rol üstlendi.

7 Haziran 2015 seçiminin ardından tek başına iktidar olamayan AKP’nin sürüklemesiyle gerçekleştirilen 1 Kasım 2015 seçiminde, MHP’nin 2 milyona yakın oy kaybederek HDP’nin gerisine düşmesi, parti içinde Devlet Bahçeli’ye karşı biriken öfkenin de açığa çıkmasına vesile oldu.

Seçimin hemen ardından harekete geçen muhalifler, delegelerden imza toplayarak olağanüstü kurultay çağrısında bulundu. Bahçeli’ye muhalif isimlerden Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ genel başkan adaylıklarını ilan etti. Ancak Bahçeli, kurultay çağrılarını reddetti.

Muhaliflerin başlattığı hukuksal süreç ise Bahçeli lehine sonuçlandı. Muhaliflerin 19 Haziran 2016’da gerçekleştirdiği tüzük kurultayı mahkeme tarafından iptal edildi. Bu kararın ardından karşı atağa geçen Bahçeli yönetimi, muhalif isimleri birer birer partiden ihraç etti.

“TÜRK MİLLİYETÇİLERİ ‘HAYIR’ DİYOR”

MHP’li muhaliflerin kurultay tartışmalarının ardından öne çıktığı bir diğer konu ise 16 Nisan referandumu oldu. MHP yönetimi AKP’ye başkanlık desteği verirken, parti içi muhalifler dümeni ‘hayır’dan yana kırdı.

Bu süreçte genel başkan adaylıklarını açıklayan Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ’ın öncülüğünde “Türk Milliyetçileri ‘Hayır’ Diyor” adında bir platform ile ‘hayır’ çalışmaları yapıldı. Birçok ilde yapılan ‘hayır’ toplantılarına doğrudan Ülkü Ocakları tarafından saldırılar düzenlendi.

‘Hayır’ çalışmaları bir anlamda özellikle Akşener’in MHP tabanını konsolide edebileceğini gösterdi. Referandum sonucunda da MHP’nin güçlü olduğu yerelliklerde ‘hayır’ oyunun MHP’nin oyu oranında yükselmesi de bunun bir işaretiydi.

AKŞENER LİDERLİĞİNDE PARTİ

İhraçlar ve ‘hayır’ çalışmalarında ortaya çıkan enerjinin bir örgütlülüğe kanalize edilmesi zorunluluğu Akşener ve ekibini yeni bir partinin kuruluşuna götürdü. Ekim ayında kurulması planlanan partinin kuruluş hazırlıkları kapsamında pek çok ilde MHP tabanından toplu istifalar gerçekleştirildi.  

CHP, HDP VE SOSYALİSTLER NE DÜŞÜNÜYOR?

Akşener liderliğindeki yeni oluşumun Türkiye siyaseti üzerindeki muhtemel etkisinine ilişkin hazırladığımız dosya kapsamında; akademisyen-yazar Fatih Yaşlı, HDP Onursal Başkanı ve İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Birleşik Haziran Hareketi Yürütme Kurulu Üyesi ve CHP Parti Meclisi Üyesi Canan Kaftancıoğlu ve TKP Genel Başkanı ve Birleşik Haziran Hareketi Yürütme Kurulu Üyesi Erkan Baş ile konuştuk.

(Söyleşiyi okumak için görselin üzerine tıklayınız)