‘Dönüşüm terapisi’ Yeni Zelanda’ yasaklandı

‘Dönüşüm terapisi’ Yeni Zelanda’ yasaklandı

LGBTİ+’ları hedef alan ‘dönüşüm terapisi’ Yeni Zelanda’da yasakladı.

Jacinda Ardern'in başbakanlığındaki İşçi Partisi hükümetinin yönettiği Yeni Zelanda'da, LGBT bireyleri hedef alan 'dönüşüm terapisini' suç haline getirip hapisle cezalandıran yasa, mecliste ezici çoğunlukla kabul edildi.

Heteroseksüel olmayan cinsel yönelim ve cinsiyet beyanlarını lobotomi ve elektro şoktan ilaç ve psikolojik koşullamaya dek çeşitli yöntemlerle değiştirme iddiasındaki 'dönüşüm terapisine' karşı harekete geçen ülkeler arasına Yeni Zelanda da katıldı. Anamuhalefetteki merkez sağcı Ulusal Parti'den 8 vekil hariç parlamentonun tamamı, dönüşüm terapisi adı altındaki uygulamaların büyük oranda yasaklanması yönünde oy kullandı. Dönüşüm terapisine karşı kampanya yürütenler, kararı, 'insanlık için kazanım' olarak memnuniyetle karşıladı.

Yeni çıkarılan yasa, 18 yaşından küçük veya karar verme kapasitesi bozulmuş kişilere dönüştürme terapisi uygulanmasını suç sayarak 3 yıla kadar hapisle cezalandırıyor. Yaşa bakılmaksızın 'ciddi zarara' neden olan dönüşüm uygulamalarını da suç sayarak 5 yıla kadar hapisle cezalandırıyor.

Adalet Bakanlığı İcraatlarını İnceleme Komisyonu, yasanın hazırlanması sürecinde kamudan yaklaşık 107 bin görüş aldı ve bu, bir yasayla ilgili kamudan gelen en çok görüş bildirimi oldu.

'GEÇMİŞİ ONARAMAYIZ AMA GELECEK NESİLLERİ KURTARIYORUZ'

Reuters'in haberine göre; meclise hitap eden Başbakan Yardımcısı Grant Robertson, yasanın dönüşüm uygulamalarının neden olduğu yanlışların bazısını düzelteceğini söyledi.

Roberts, “Eşcinsel hukuk reformu döneminde kiliseye gidilen dini bir evde büyüdüm. Sonunda aileme açılma cesaretini topladığımda sevgiyle karşılaştım… ama herkes o kadar şanslı değildi ya da hala değil" diyerek şöyle devam etti:

“Dönüşüm uygulamaları veya girişimlerinden etkilenen herkese, bu mevzuatın sizin için olduğunu söylemek istiyoruz. Seni geri getiremeyiz, tüm acıları geri alamayız, ama gelecek nesiller için sizin almadığınız desteği ve sevgiyi sağlamayı ve sizi olduğunuz kişi olmaktan alıkoymaya çalışanların zararlarından korumayı garanti edebiliriz."

'BU UTANCI VE TRAVMAYI ÜZERİMDEN ATMAK UZUN ZAMAN ALDI'

Doğal ve Tarihi Mirasın Korunması Bakanı ve Acil Durum Yönetimi Bakanı konumundaki Maori kadın siyasetçi Kiri Allan da 16 yaşında dönüşüm terapisine maruz kalma deneyimini Facebook'ta paylaştı:

“Kilisemde dönüşüm terapisinden geçtim (böyle denmiyordu, ama öyleydi). Ailem, topluluğum ve kilisem tarafından kabul edilmek uğruna umutsuzca 'eşcinselliği kovmak için dua etmeye' çalıştım. 'Hastalığım' ve ayartılmaya karşı 'zayıflığım' tenime günah olarak kazınmıştı. Bu utancı ve travmayı üzerimden atmak uzun zaman aldı."

"Meclisimiz bu yasayla uygulamanın ülkemizde temelli olarak yasaklanmasını sağlayacaktır. Gelecek nesil bebeklerimiz için inanılmaz derecede rahatladım. Bu değişikliği destekleyen herkese teşekkür ederim.”

'QUEER HAKLARI İNSAN HAKLARIDIR'

Dönüşüm Terapisi Eylem Grubu'nun kurucusu Shaneel Lal de şunları söyledi:

“Dönüşüm terapisinin yasaklanması, sadece queer (kuir) topluluğu için değil, insanlık için bir kazanımdır. Queer hakları insan haklarıdır. Queer insanların hoş görülmesine veya kabul edilmesine gerek yok, bizim özgürleşmemiz gerekiyor.”

BM'YE GÖRE DE KİŞİLİK VE HAYAT MAHVINA NEDEN OLUYOR

BM'nin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı koruma konusunda bağımsız uzmanının saptaması da dönüşüm uygulamalarının 'önemli derecede benlik saygısı kaybı, kaygı, depresif sendrom, sosyal izolasyon, yakınlık kurma güçlüğü, kendinden nefret etme, utanç ve suçluluk, cinsel işlev bozukluğu, intihar düşüncesi ve intihar girişimi, travma sonrası stres bozukluğuna' neden olduğu yönünde.

ALARM VEREN İNTİHAR ORANLARI

OECD'de en yüksek genç intihar oranına sahip ülke konumundaki Yeni Zelanda'da bu oran LGBTQI+ gençler arasında daha yüksek. 2019 tarihli bir araştırma, heteroseksüel olmayan Yeni Zelandalıların yüzde 79'nun ciddi şekilde intiharı düşündüğünü, bunların 5'te 2'sinin son 12 ay içinde kendine zarar verdiğini ortaya koymuştu.

DAHA FAZLA