Dereden zehir akıyor!
Fabrikalardan dereye karışan zehirli atıklardan dolayı yaşanılamaz hale gelen Adanalıoğlu’nun halkı isyan etti.
Ayşenur Önal
Endemik bitkiler ve nesli tehlikede olan birçok hayvan türüne ev sahipliği yaptığı için Cumhurbaşkanı kararnamesi ile ‘kesin hassas koruma alanı’ olarak belirlenen Mersin’in Akdeniz ilçesinin Adanalıoğlu bölgesi, fabrikalardan kanallara bırakılan atıkların yaptığı koku ile yaşanılamaz hale geldi.
Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından drenaj için yapılan D7-2 kanalı, Organize Sanayi’nin atıklarını yıllardır Adanalıoğlu’ndan Huzurkent bölgesine oradan da atıkların Karaduvar’dan Akdeniz’e akıtıyor. Özellikle 2 yıldır atıkların daha da arttığına isyan eden Adanalıoğlu yerlileri, balıkçılık, tarım ve turizm alanı olan bu bölgeler için yıllardır alınmayan önlemlerin acilen alınmasını istiyor.
Sağlıklarından endişelen bölge halkı kokudan kendilerinin bile zor yaşadığını vurgulayarak, kaplumbağa ve yılanların bile artık suda yaşamadıklarını söyledi. Balçık haline gelmiş olan suyun çok hızlı bir şekilde temizlenmesi için yetkililerden yardım bekleyen Adanalıoğlu halkı, sorumluların belirlenmesini ve bir daha dereye atık atmaması çağrısı yaptı.
‘VALİ SÖZ VERDİ AMA GİT GİDE ARTTI’
Bölgenin 10-15 yıldır sanayiden gelen atıklar ile uğraştığını vurgulayan Akdeniz Mahalle muhtarı Cengiz Demir, “Eskiden bu kadar çok gelmiyordu. Son 1,5-2 yıldan beri aşırı bir koku yaymaya başladı. Yani koku vücuda sinmeye başladı. Eskiden bu kanal Devlet Su İşleri tarafından drenaj olarak açılmıştı. Şehirlerimiz büyüdükçe pislik gelmeye başladı. Pislik gelmeye başladıkça durulmaz bir hale geldi. Biz bunu yıllar önceden ilgili belediye başkanlarına, kaymakamına, milletvekillerine her gelene anlattık. En son vali bey 6 ay önce geldi ‘Ben bunu halledeceğim, atıklar arıtmaya bağlanacak’ dedi. Ama git gide arttı, biz artık duracak halde değiliz” sözlerine yer verdi.
‘YETKİLİLERİN VERDİKLERİ SÖZLERİ TUTMASINI İSTİYORUZ’
Suyun Kazanlı’dan Akdeniz’e döküldüğünü kaydeden Demir, “Adanalıoğlu, Huzurkent ve Kazanlı kokuyor. Arsız olan kaplumbağa, yılan bile yaşamıyor artık bu suda. Canlı yaşamı bitirildi. Buranın geleceği güya turizm, 3 km ötemizde havalimanı ve oteller yapılıyor. Gelecek olan turist bu suya nasıl gelebilir. Şimdi korona virüsünden arınmak istiyoruz ama bu koronadan daha da kötü. Çocuklar ve yaşlılar burada kokudan kalamıyor artık. Yetkililerin verdikleri sözleri tutmasını istiyoruz” diye konuştu.
‘YETKİLİLERE SESLENİYORUM; ARTIK ÇÖZÜLMESİNİ İSTİYORUZ’
Limonlu Mahalle Muhtarı İsa Sakar ise, “Organize ‘Atık benden gelmiyor’ diyor. Diğer fabrikalar da aynısını diyor. Bir yerden geliyor ve insanların hayatını riske atan maddeler kanalımızdan geçiyor. Bununla ilgili çok görüşmeler yaptık, çözüm bekliyoruz. Vatandaş artık çözülmesi yönünde kesin kararlı. O yüzden yetkililere sesleniyorum; artık çözülmesini istiyoruz” dedi.
‘ARTIK HAYATLARIMIZDAN KUŞKU DUYUYORUZ’
Sakar konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu organize sanayinin oradan sözde arıtılmış şekilde bu kanala akıyor. Burası d7-2 kanalı. Oradan akıp buraya geliyor. Organize benden değil, fabrikalardan akıyor diyor. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü de biz fabrikaları kontrol ediyoruz diyor. Biz de vatandaşız ve bunları görüyoruz. 10-15 yıl sonra çocuklarımızda oluşacak hastalıklardan endişeliyiz, artık hayatlarımızdan kuşku duyuyoruz. Burası tarım ve turizm alanı, havaalanımız bitmek üzere ve artık buradaki bu kirlilik sorunlarının da çözülmesini istiyoruz.”
‘ALDIĞIMIZ NEFES BİZE ZEHİR OLMAYA BAŞLADI’
Adanalıoğlu esnafı da, “Ben burada esnaflık yapıyorum, sabahtan akşama kadar burada zamanım geçiyor. Aldığımız nefes bize zehir olmaya başladı. Rica ediyoruz yetkililerden, bu duruma çözüm bekliyoruz” sözleriyle yetkililere seslendi.