‘Çocuklar kreşe, kadınlar işe!’ diyen TİP’li Kadınlar, yurdun dört bir yanında sokağa çıktı

‘Çocuklar kreşe, kadınlar işe!’ diyen TİP’li Kadınlar, yurdun dört bir yanında sokağa çıktı

"Çocuklar kreşe, kadınlar işe!" kampanyası kapsamında TİP'li Kadınlar, birçok kentte sokaklara çıktı.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partili Kadınlar (TİP'li Kadınlar) tarafından başlatılan "Çocuklar kreşe, kadınlar işe!" kampanyası kapsamında Türkiye'nin birçok kentinde eş zamanlı eylem ve basın açıklamaları yapıldı. TİP'li Kadınlar İstanbul, İzmir, Sinop, Ankara, Kocaeli, Adana, Diyarbakır, Edirne, Antalya, Hatay, Eskişehir ve Muğla'da sokağa çıktı. 

Kampanya kapsamında daha önce imza kampanyası başlatılırken, TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil de konuya ilişkin bir kanun teklifi vermişti. 

Kadıgil, kampanyanın kamuoyuna duyurulduğu basın toplantısında, çocuk bakımının erkek ve kadınların ortak sorumluluğu olduğunu hatırlatmış ve iktidar politikaları ile kadınların evde çocuk bakmak zorunda bırakıldığını paylaştığı verileri ile aktarmıştı.

Söz konusu toplantıda yasal zorunluluklarına rağmen Türkiye'deki birçok şirketin, iş yerlerinde kreş açılmasına dair gereklilikleri yerine getirmediğini ve bir cezasızlık politikası olduğunu kaydeden Kadıgil; kreş açmayan şirketlerin TİP'li Kadınlar'a ihbar edilmesi çağrısında bulunmuştu.

Kadıgil, şirketlere, "Kadın ürünleri üreten, yüzlerce kadın işçi çalıştıran, kadınlara reklam yapmak, mallarını satabilmek için milyonlarca lira harcarken, bir kreş açmamak için türlü taklalar atan sözde kadın dostu markalar, ayağınızı denk alın. TİP’li Kadınlar sizin için geliyor!" ifadelerini kullanmıştı. 

'150'DEN FAZLA KADIN ÇALIŞTIRAN İŞ YERLERİ KREŞ AÇMAK ZORUNDALAR'

TİP Sözcüsü Sera Kadıgil de İstanbul Ataşehir'de eylemde yer alarak açıklamalarda bulundu.

Türkiye'de çalışan kadınların çocuklarını kreşe bırakmak için imkanları olmadığını belirten Kadıgil, 150'den fazla kadın çalışanı olan firmaların da kreş açma zorunluluğu olduğuna dikkat çekti.

Kadıgil, "Çok basit bir sebeple buradayız; bu ülkede 13 milyon kadın, çocuğunu güvenle gönderebileceği bir yer bulamadığı için iş bile arayamıyor. Çocuk bakımı tek başına kadınların üzerine yıkılmış durumda. İş yerlerinin mecbur olduğu bir kanun var bu ülkede. 150 ve üzerinde kadın çalıştıran iş yerleri, çalışanlar için kreş açmak zorundalar. Açmıyorlarsa o çocuğu kreşe gönderecek kadar parayı çalışanlarına vermek zorundalar" dedi.

Sera Kadıgil şunları kaydetti:

"Biz bugün Migros'un önündeydik. Geçen hafta Çalışma Bakanlığı'na bir kanun teklifi sunduk. Çalışma Bakanı'na bu konuyu bizzat anlattık. 'Denetleyin buraları' dedik. Bir tanesi bile bir kreş açmıyor, hak mı soruyoruz? Bugün Migros'un önünden sesleniyoruz çünkü Migros bu konuda sık sık reklam yapan bir firma. 20 bin kadın çalışanı olmasıyla övünüyor. Yüzde 40 oranında kadın çalışanı olmasıyla övünüyor. Şimdi soruyoruz: Ataşehir sınırları içerisinde çalışan 150 tane kadın işçiniz yok mu sizin? Varsa gereğini neden yapmıyorsunuz? Bu insanların sözleşmelerine koyduğunuz komik çocuk yardımlarıyla bu insanlar bu çocuklarla ne yapıyorlar bunu hiç düşünüyor musunuz? Bu soruyu bugün Migros'un önünde soracağız, yarın öbür gün kadın dostu taklidi yapan tüm firmaların önünde soracağız. Bir kez daha her birinizden ya da bu ülkenin çocuklarını düşünen herkesten destek talep ediyoruz. 'Çocuklarımız kreşe, kadınlarımız işe, hayata' diyoruz."

'ÇOCUKLAR KREŞE, KADINLAR İŞE'

TİP'li Kadınlar tarafından Türkiye'nin birçok kentinde düzenlediği eylemlerde okunan basın açıklamasının tamamı şöyle:

TİP'li Kadınlar tarafından Türkiye'nin birçok kentinde düzenlediği eylemlerde okunan basın açıklamasının tamamı şöyle:

"Bu ülkede 13,3 milyon kadın evde çocuk bakmak zorunda olduğu için iş arayamıyor.

Maaşımızın neredeyse tamamını vermek zorunda kaldığımız özel kreşler her yanı sarmışken çocukların sadece yüzde 2,8’i kreş veya anaokuluna gidebiliyor.

Son on beş yılda AKP hükümeti çocuklara ücretsiz ve kaliteli kreş hizmeti sunmak bir yana kamu kreşlerinin yaklaşık yüzde 80'ini kapattı.

4-6 yaş aralığındaki yarım milyondan fazla çocuğumuz tam da bu hizmet verilmediği için, ücretsiz ve güvenilir devlet kreşleri olmadığı için birçoğu denetimsiz Kuran kurslarına gönderiliyor.

Patronlar işyerlerinde kreş açma yükümlülüğü olmasına rağmen, sembolik para cezalarını ödemeyi tercih ediyor.  Ya da çalışan kadın sayısını düşük tutarak bu sorumluluktan kaçınıyor.

Binlerce, on binlerce kadın işçi çalıştıran koca koca firmalar, markalar tek bir kreş bile açmıyorlar.

Migros da bu firmalardan biri.

Migros 20.000 civarında kadın işçi çalıştırıyor.  Çalışanlarının yüzde 40’ı kadın ve 30 yaş civarında. Çok sayıda anne var. Migros toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacağı ve kadın istihdam edeceği sözü vererek Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan 60 milyon Avro kredi kullanıyor. 20.000 kadın çalışanı var ama hiçbir belge ya da beyanın da bir kez bile kreşin adı geçmiyor. Kadınları hem sömürüp hem de markanız için “vitrin” haline getiremezsiniz!

PATRONLARIN 'KADIN DOSTU' İMAJLARINA KARNIMIZ TOK.

Migros’ta çalışan kadınlar da tıpkı diğer firmalarda çalışan çocuklu kadınlar gibi aldıkları maaşının büyük bölümünü kreşe yatırıyorlar, ya da çalışabilmek için başka bir kadının bakım emeğine yaslanıyorlar. Bu karşılığı ödenmemiş emek Migros’un kasasında kara dönüşüyor.

Türkiye’deki kanunlara göre 150 ve üzeri kadın işçi çalıştıran işletmeler kreş açmak zorundadır. Şimdi 20.000 kadın çalıştıran Migros’a soruyoruz:

Bir tane kreşiniz var mı?

Çalışanlarınıza çocuklarını doğru düzgün bir kreşe gönderebilecek bir kreş parası ödüyor musunuz?

Sendika ile yaptığınız toplu iş sözleşmesine koyduğunuz “çocuk parası” ile çocuğu gönderebileceğimiz bir tek kreş gösterebilir misiniz?

Firmaları denetlemekten sorumlu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına sesleniyoruz.

Sorumluluk sizde, denetim görevi sizde. Türkiye’nin en fazla kadın istihdam eden ilk 3 şirketinden biri olan Migros 20.000 kadın istihdam ederken kreş açmayacaksa hangi firma kreş açacak, hangi firma kreş ücreti ödeyecek?

Migros yetkililerine sesleniyoruz:

Toplumsal cinsiyet eşitliği lafını etmeyi bırakın ve somut bir adım atın!

Çalışanlarınızın çocukları için kreş açın, ya da çalışanlarınıza çocukların kreşe gitmesini sağlayacak bir ödeme yapın.

Yalnızca Migros’a değil, binlerce kadın çalışanıyla övünen hatta 8 Mart’larda bir bir reklam veren patronlara sesleniyoruz. Hepinizi tek tek ifşa edeceğiz!

Türkiye İşçi Partili Kadınlar olarak emeğimizden ve bu ülkenin geleceğinden çalan patronların huzurlarını kaçırmaya kararlıyız! 

Bizler “yeter artık” diyoruz, yeter artık! Bu ayrımcılığı kabul etmiyoruz!

Çarşıda pazarda fiyatlar el yakarken gece gündüz çalışıp kazandığımız üç kuruş parayı da kreş parası olarak harcamayı kabul etmiyoruz!

Özel kreşlere paramız yetmediği için çocuğumuzla birlikte eve kapanmak istemiyoruz!

Kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın ebeveyn çalıştıran işyerlerinde kreş açılmasını sağlamak, açmayanı caydırıcı biçimde cezalandırmak devletin görevidir!

Bizi işe, ekmeğe, hayata aç bırakanların; çocuklarımızı kreşe, oyuna, eğitime hasret bırakanların ne "fıtrat" laflarını ne de “çağdaş, kadın dostu” pozlarını kabul etmiyoruz!

Çağdaş, nitelikli, ücretsiz kreş, her çocuğun, her anne babanın hakkıdır! 

Çocuklar kreşe, kadınlar işe!"

DAHA FAZLA