Boğaziçi Üniversitesi'nde servis hakkının engellenmesi protesto edildi
Boğaziçi Üniversitesi'nde, Erdoğan tarafından atanan Rektör Mehmed Özkan tarafından personel servislerinin azaltılması ve servis güzergahlarının değiştirilmesi protesto edildi.
Boğaziçi Üniversitesi'nde personel servislerinin sayısının azaltılması, öğrenci ve emekçilerin birlikte düzenlediği eylemde protesto edildi. Eğitim-Sen tarafından gerçekleştirilen eyleme öğrenciler de destek verdi.
"Yürüye yürüye işe gelinmez", "Yaşasın emekçi-öğrenci dayanışması", "Emekçiyiz haklıyız kazanacağız" şeklinde sloganların atıldığı eylemde yapılan basın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
Bizler, Boğaziçi Üniversitesi emekçi ve öğrencileri olarak bugün burada bir yılını doldurmak üzere olan atanmış rektörün son icraatı olan servis sayılarının azaltılması ve alakasız güzergâh düzenlemeleri gibi iş barışını bozan icraatlarına karşı tepki için toplandık. Emekçiler açısından son bir yılda;
·Yemekhane, vakıf ve sosyal tesis çalışanı onlarca emekçi işten atıldı.
·Onlarca emekçi 13b/4 yetkisi kullanılarak sebep gösterilmeden sürgün edildi.
·Kanuna aykırı iç yönergeyle lojmanlar ulufe gibi dağıtıldı. Emekçinin hakkı olanı alabilmesi çalışma saati dışında ek iş yapma şartına bağlanarak köle muamelesi yapıldı.
·Çalışanların kanuni hakkı olan yemek yardımına elkonuldu. Eğitim-Sen olarak açtığımız davaya karşı idare gerçek dışı, akla ziyan savunmalar yaptı.
·Sosyal tesis bütçesinden usulsüz harcamalar yapılarak bütçe zarar ettirilip kreş ücretleri maaşın yüzde 15’inden yüzde 18’e çıkarıldı.
·Servislerde boş koltuklara oturan personel çocuklarından ücret talep edilerek 30 emekçi icra tehdidine maruz kaldı. Emekçiler gerçek dışı iddialarla kendi kurumu tarafından açılan davalarla mahkemelik oldu.
·Yetkili sendika olarak yasal hakkımız olmasına rağmen personelin genelini ilgilendiren kurul ve komisyonlardan çıkarıldık. Üniversitemizde sınırlı olan katılımcı yönetim anlayışı tamamen terk edildi.
Son olarak ücretsiz faydalandığımız tek hak olan servis hakkımız için çıkılan ihalede 61 olan servis sayısı 50’ye düşürülmüş, yüzlerce emekçi doğrudan veya dolaylı olarak mağdur edilmiştir. Bu düzenlemeyle birlikte:
·Emekçiler ya hiç servise binemeyecek ya servise ulaşmak için toplu taşıma kullanacak ya da kilometrelerce yürümek zorunda kalacaktır.
·Özellikle kadın emekçiler ve çocuklu aileler adresle alakası olmayan güzergâhlar yüzünden çok daha zor durumda kalacaktır.
·Kapasitenin üzerinde yolcu taşınarak emekçiler ayakta seyahat edecektir.
·Servislerin birleştirilmesiyle zaten uzun olan seyahat süreleri daha fazla uzayacaktır.
Tasarruf amacıyla yapıldığı söylenen ve yapılış şekli açısından üstten talimatla hazırlanıp komisyonda ve taraflarca görüşülmeyen bu uygulama km’lerin uzaması ve servis kapasitelerin yükseltilmesi sebebiyle ihalenin maliyetinde önemli bir azalma yaratmayacak ve yüzlerce insanı mağdur edecektir.
Eğer tasarruf yapmakta samimi olsalardı önce kendileri ÜYK kararıyla aldıkları döner sermaye paylarından ve diğer gelirlerinden vazgeçerlerdi.
Bizler emekçiler olarak servis sayılarının kademeli olarak azaltılıp kaldırılmasına ve sosyal haklarımızın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz.
Boğaziçi Üniversitesinin bir kamu kurumu bizlerin de bu kurumun emekçileri olduğunu hatırlatıyoruz. Üniversiteyi aile şirketi görenlere inat; insan, doğa, toplum yararına üniversite talebimizi bir kez daha haykırıyoruz!
"EKİM DEVRİMİ YOLUMUZU AYDINLATMAYA DEVAM EDİYOR"
Eylemde "Zafer direnen emekçinin olacak" ve "Maden işçisi yalnız değildir" sloganlarıyla, madenlerin özelleştirilmesine karşı Zonguldak'ta kendilerini çalıştıkları madene kilitleyerek 21 saatlik bir eylem düzeneleyen madencilere de dayanışma mesajı gönderildi.
Basın açıklamasında ayrıca "Emekçilerin, halkların kendi kaderini eline aldığı Ekim Devrimi yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor" denilerek Ekim Devrimi'nin 100'üncü yılı kutlandı.