‘Bizler, onların dayattığı çağ dışı yaşamı kabul etmiyoruz!’
Kadın Cinayetleri Platformu Derneği, haklarında açılan kapatma davasının ikinci duruşması öncesi Şişli Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde basın toplantısı düzenledi.
Ersan Kınık - @ErsanKinik
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne açılan kapatma davasının 5 Ekim’de görülecek olan ikinci duruşma öncesi basın toplantısı düzenlendi.
Şişli Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde düzenlenen basın toplantısında, derneğe açılan kapatma davasına yönelik gelişmeler ele alındı.
‘BİZLER, ONLARIN DAYATTIĞI ÇAĞ DIŞI YAŞAMI KABUL ETMİYORUZ’
Açıklamada ilk olarak Kadın Meclisleri Temsilcisi Dilber Sünnetçioğlu söz aldı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na açılan kapatma davasında somut olay ve olguların bulunmadığını ifade eden Sünnetçioğlu, “Hukuksuz kararlarla derneğimiz kapatılmak isteniyor. Kadınları susturmak istiyorsunuz. Çünkü bizler onların dayattığı gerici ve çağ dışı yaşamı kabul etmiyoruz” dedi.
‘BAŞARAMAYACAKLAR!’
Son dönemlerde sanatçılara yönelik artan baskılara da değinen Sünnetçioğlu, “Şimdi sanatçılara el atmaya başladılar. Kendileri gibi düşünen sanatçılara dokunmuyorlar” diye konuştu. Sünnetçioğlu konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Bu dava için sadece bir kısım insanlar maşa gibi kullanılıyor. Somut olgu, olay yok. Bunların hepsi bahane. Tamamen kadınları susturmak ve korkutmak istiyorlar ama bunu başaramayacak, derneğimizi de kapatamayacaklar.”
Sünnetçioğlu’nun konuşmasının ardından kürsüye çıkan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Avukat Leyla Süren, platforma açılan davayı yüzlerce avukatın sahiplendiğinden bahsetti.
Derneğin, “Türkiye’de kız kardeşlerini kaybetmiş ailelerin kurduğu bir dernek” olarak tanımlayan Süren, derneğin kapatma davası ile karşı karşıya kalmasının, kadın hareketinin sesini kısmaya yönelik bir hamle olduğuna işaret etti.
‘HAK İHLALLERİNE KARŞI KATILDIĞIMIZ ETKİNLİKLERİN GÖRÜNTÜLERİ, SUÇ KAYDI OLARAK ÖNÜMÜZE GELİYOR’
Süren konuşmasının devamında şu sözleri kaydetti:
“Davanın içeriğine bakıldığında bir delil olayı olmadığını savcılık iddianamesinde görüyoruz. Altı erkeğin BİMER’e yaptığı şikayet yer alıyor. Zaten bu derneğin kuruluş amacı bu kadınlara sahip çıkmak. Derneğin hukuka ve ahlaka aykırı bir eğilimi var mı? Beş yıl boyunca gelen cevapta herhangi bir delil ve olgunun olmadığı oldu. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasından sonra dernek ve yöneticilerimizin Türkiye’deki eylemlerine dava açıldı. Bu ülkede artık hak ihlallerine karşı katıldığımız etkinliklerin görüntüleri suç kaydı olarak önümüze geliyor. Bu dava sadece derneğimize karşı bir dava değil, Türkiye’deki kadın hareketine karşı açılan bir davadır. Kanuna uygun hiçbir delil bulunmamasına rağmen derneğimizin ve kadınların sesi olmasına devam edeceğiz.”
Dernek avukatı Leyla Süren’in konuşmasından sonra Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim konuştu. Kadın cinayetlerine karşı ortaya koymuş oldukları mücadeleyi sürdüreceklerinin mesajını veren Ataselim, “Kadın cinayetleri artıyor, şüpheli kadın ölümleri artıyor. Biz burada basın açıklaması yaparken, arkadaşlarımız aynı zamanda Serpil Erfındık için İzmir Adliyesi’nde” dedi.
‘KAPIMIZIN ZİLİNİ ÇALDILAR, HİÇBİR YERE GİDEMEYECEKLER’
Bütün yasakların zulüm olmaya devam ettiğini ancak kadınların mücadelesinin de bununla birlikte arttığına dikkat çeken Ataselim, İran’da başörtüsü takmadığı için 2 gün önce kolluk kuvvetleri tarafından katledilen 22 yaşındaki Mahsa Amini’yi hatırlatarak lâikliğin önemine vurgu yaptı. Ataselim konuşmasına şöyle devam etti:
“Hafta sonu gericilerin eylemi oldu. Bunlar iç açıcı gelişmeler değil. Ama buna karşı yapılan mücadele umut ve güç verecektir. Kapımızın zilini çaldılar, hiçbir yere gidemeyecekler.”
‘YA HAKKIMIZI VERİRSİNİZ YA DA SÖKE SÖKE ALIRIZ’
Basın toplantısında söz alan LGBTİQ+ Meclislerinden Ilgın Gürses ise, geçen Pazar günü İstanbul Saraçhane’de gerçekleştirilen “Büyük Aile Mitingi”ne tepki göstererek şu sözleri kaydetti:
“Pazar günü bir eylem oldu. Binlerce yıl öncesi zihniyetine sahip bir grup, LGBT karşıtı eylem yaptı. Bu eylemi devlet kurumları alenen organize etti. RTÜK reklamını yaptı. Devlet kurumlarının ikiyüzlülüğünü nerede görüyoruz? Sömürmek istediklerinde biz aynı gemideyiz ama kendimiz istediğimiz gibi giyindiğimizde ahlaksızlık diyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen herkese karşı çok ciddi otoriterleşiyorlar. Bu şekilde kazanamazlar. Bizim için mücadele artık kazanmak ile kazanmamak arasında değil. Ya eşit yurttaş hakkımızı verirsiniz ya da söke söke alırız.”
HÜLYA YILDIRIM: SİZİN YAPTIĞINIZ AHLAKSIZLIK DEĞİL Mİ?
Basın toplantısının devamında, 28 Şubat 2018 tarihinde İstanbul Sefaköy’de çalıştığı binanın 3. katından atlayarak intihar ettiği iddia edilen Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım söz aldı. Derneğe “Ahlaka aykırı faaliyet yürütme” gerekçesi öne sürülerek açılan davaya tepki gösteren Yıldırım, “Benim kızımın dosyası intihar süsü verilerek kapatıldı. Sizin yaptığınız ahlaksızlık değil mi? Sizin yaptığınız hukuksuzluk değil mi?” ifadelerini kullandı.
‘BU HÜKÜMETİ DE SANDIKTA CEZALANDIRACAĞIZ!’
Yıldırım konuşmasının devamında şöyle konuştu:
“Önceden adalet mülkün temelliydi, şimdi mülk adaletin temeli oldu. Bu mücadelede dernek bizimle beraber yürüyor. Biz bunları görebiliyoruz. 54 ay oldu Aysunumu toprağa vereli. O caniler hak ettiği cezayı bulacak. Bu hükümet de bir gün olsun yanımızda durmadı. Onları da sandıkta cezalandıracağız.”