"Biz varız, sen de var mısın? Gezi’de başladığımız işi bitirelim!"
Gözaltıların üzerinden bir süre geçmesinin ardından İstanbul Valiliğinin talimatıyla öğrencilerin okudukları üniversitelerde haklarında soruşturma başlatılmıştı.
İleri Haber
Gezi Direnişi’nin yıl dönümünde gözaltına alınan ve valilik talimatıyla okudukları üniversitelerde haklarında soruşturma başlatılan 36 öğrenci hakkında bir basın açıklaması yapıldı. Burada konuşan TİP Gençlik Sekreteri Arzum Yalçın, “Bu durum üniversitelerin iktidar yargısının sopası haline getirilmeye çalışıldığının ve rektörlüklerin nasıl talimat ile çalıştığının göstergesi olarak önümüzde duruyor” dedi. TİP Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gürkan Emre Gürcanlı ise “Yalnızca TİP’li öğrenciler değil, ülkemizin dört bir yanında mücadele eden öğrencilerimizin yanında olacağız” dedi.
Gezi Direnişi’nin 9. yıl dönümünde Harbiye’den Taksim’e yürümek isteyen Türkiye İşçi Partili (TİP) 36 öğrenci polisler tarafından işkence edilerek gözaltına alınıp, gece yarısı serbest bırakılmıştı.
Gözaltıların üzerinden bir süre geçmesinin ardından İstanbul Valiliğinin talimatıyla öğrencilerin okudukları üniversitelerde haklarında soruşturma başlatılmıştı.
‘GEZİ’YE DAMGAYI GENÇLER VURDU’
Gözaltı süreci ve soruşturmalara ilişkin bugün TİP İstanbul İl Binası’nda bir basın açıklaması yapıldı.
Burada konuşan TİP Gençlik Sekreteri Arzum Yalçın, “Gezi Direnişi bu memleketin taşına, toprağına, suyuna sahip çıkmak, adalete ve özgürlüğe olan ihtiyacı haykırmak için sokağa çıkan milyonlarca yurttaşımızın başlattığı bir direniştir. Bu direnişin en önemli parçalarından biri ise eylemlere zekasıyla, mizahıyla ve dinamizmiyle damgasını vuran gençlerdi. Gezi direnişi bu topraklardaki en şanlı direnişlerden biriydi. Bu ülkenin yurttaşları 9 yıl önce özgürlük için, memleket için tek adamın zorbalığına karşı ayağa kalktı ve ‘Bu memleket bizim’ dedi” ifadelerini kullandı.
Gezi’de; Tekel işçilerine sıkılan suya, ODTÜ öğrencilerine atılan taşlara, Emek Sineması’nın kapatılmasına, kadın düşmanlığına karşı biriken öfkenin yan yana geldiğini ve umuda dönüştüğünü kaydeden Yalçın, “Halkın yakın tarihine bir onur nişanesi olarak geçen Gezi, dün olduğu gibi bugün de sarayın korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Çünkü biliyorlar Gezi’nin bizim dünümüz, en çok da geleceğimiz olduğunu biliyorlar. Bu vesileyle 31 Mayıs’ta Gezi Direnişi’nin 9’uncu yıl dönümünde Türkiye’nin dört bir yanında binlerce insan, binlerce genç sokağa çıktık. Gezi’de belki ilkokul sıralarında olan gençler, Berkin’in sıra arkadaşları, Ankara’da, Eskişehir’de, İzmir’de, Hatay’da, Diyarbakır’da ve Taksim Meydanı’nda sokakları doldurdu” dedi.
‘MÜCADELEYİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Sokağa çıkışlarının iktidarda korku yarattığını bildiklerini kaydeden Yalçın, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
Bu korku onlar için en bilindik yöntemlerle belirli yaptırımları beraberinde getirdi. Gezi Direnişi eylemlerinin ardından onlarca arkadaşımıza üniversiteler tarafından soruşturmalar açıldığını öğrendik. İstanbul Vali Yardımcısı tarafından üniversitelere gönderilen yazılarda soruşturmalara dair bilgi istendiğini de biliyoruz. Bu durum üniversitelerin iktidar yargısının sopası haline getirilmeye çalışıldığının ve rektörlüklerin nasıl talimat ile çalıştığının göstergesi olarak önümüzde duruyor. Bu durumun kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bizler üniversitenin asıl sahipleri ve akademisyenlerimizle beraber bu duruma karşı üniversitenin özerk ve demokratik mücadelesini yükseltmeye devam edeceğiz.
‘SEN DE GEL GEZİ’DE BAŞLADIĞIMIZ İŞİ BİRLİKTE BİTİRELİM’
Bugün yanımda bulunan Emre Gürcanlı ile bu basın toplantısını düzenlememizin sebebi; bize hukuksuz yollarla gözdağı vermeye çalışan iktidarı bir kez de bu yolla uyarmak ve bu hukuksuzluklara pabuç bırakmayacağımızı ifade etmektir. İster soruşturmalar, ister davalar söz konusu olsun gençlik bildiğini söylemekten hiçbir zaman ger basmayacaktır. Bugünler geçecek, biz ülkemizin üzerine 20 yıldır çöken bu karanlığı dağıtacağız. Geleceğini çalmaya çalıştığınız milyonlarca genç bundan 9 yıl önce olduğu gibi bugün ve bundan sonra da sizin karşınızda durmaya devam edecek. O yüzden çağrımız bugün geleceğini çalmaya çalıştığınız milyonlarca gence; kabul edelim kurallarına göre yaşayalım diye bizlere sundukları bu düzende bizim hayallerimize, bizim umutlarımıza, bizim geleceğimize yer yok. Yalnız olduğunu düşünüyorsun ama yalnız değilsin, buradayız ve milyonlarız. İstemeyi bırakıp almak için uzandığımızda bu düzenin bu düzenin duvarlarının birer birer çökeceğini biliyoruz. Biz artık istemeyi bıraktık ve almak için ayağa kalkıyoruz. Sen de bil, sen de ayağa kalk istiyoruz. Sen de gel Gezi’de başladığımız işi birlikte bitirelim istiyoruz. Biz varız, ya sen var mısın?
‘ÜLKEMİZİN DÖRT BİR YANINDA MÜCADELE EDEN ÖĞRENCİLERİMİZİN YANINDA OLACAĞIZ’
TİP Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gürkan Emre Gürcanlı ise bu açıklamayı yapmanın bir “onur” olduğuna vurgu yaparken, “Neden onur meselesi? Birincisi; milyonlarca insanın sokaklara çıktığı, en demokratik protesto hakkını kullandığı Gezi Direnişi'nin yıl dönümünde sokağa çıkan öğrencilerimiz, her zaman bizim yanımızda olan öğrencilerimiz, iş cinayetlerinde yanımızda olan, bilimsel, demokratik, özerk üniversite mücadelesinde yanımızda olan, her türden işçi direnişinde yanımızda olan, kadın cinayetlerine karşı en önde yürüyen öğrenci arkadaşlarımız her zaman bizim yanımızdaydı, biz de onların yanında her zaman devam edeceğiz. Onlara dönük olarak açılmış olan bu soruşturmaların bir meşruiyeti kesinlikle yoktur. Biz Türkiye İşçi Partisi Bilim Kurulu olarak her zaman öğrencilerimizin yanında olacağımızı bir kez daha ilan etmek istiyorum. Yalnızca TİP’li öğrenciler değil, ülkemizin dört bir yanında mücadele eden öğrencilerimizin yanında olacağız” şeklinde konuştu.