Bir İşçinin Gözünden: Isuzu fabrikasında iş bırakma eylemi
İş bırakmamızın başlıca sebebi Birleşik Metal-İş’in MESS’e verdiği sözleşme taslağı yerine, sarı sendika Türk-Metal ve patronların kendi sözleşme koşullarını dayatmasıydı.
MESS toplu iş sözleşmesi biz işçiler açısından fabrikada baskının çok arttığı bir dönem oluyor. Geçtiğimiz ay eylemler düzenledik, patron eylemlerden korktu fakat üzerimizdeki denetimi ve baskıyı da bir nebze artırdı. Geçim derdimizin yanı sıra işten atılma tehdidi altında, yoğun bir stresle çalışıyoruz, 20 senedir Isuzu’nun işçisi olan arkadaşlarımız, öz verisiz çalıştıkları gibi sudan bahanelerle işten atıldılar. İkramiyeler de dahil edildiğinde, elimize geçen ortalama ücret 15bin liraya ancak tamamlanıyor. İşe henüz başlayan genç bir işçi ve 12 senedir fabrikada çalışan deneyimli arkadaşlarımız neredeyse aynı ücreti alıyorlar. Bu durumdan dolayı birçok arkadaşımız başka fabrikalarda iş aramaya başladılar.
Düşük ücretlere tepki göstermek için aramızda konuşup, hızlıca eylem kararı aldık. İş bırakmamızın başlıca sebebi Birleşik Metal-İş’in MESS’e verdiği sözleşme taslağı yerine, sarı sendika Türk-Metal ve patronların kendi sözleşme koşullarını dayatmasıydı. İşçileri, daha kötü koşulları kabul etmeye zorlayan bu sözleşemeye karşı aylarca direnen sendikamız, her nedense bu dayatmaya razı olmamızı istedi. Örgütlediğimiz iş bırakma eylemiyle hem sendikamız Birleşik Metal-İş’e hem de MESS patronlarına karşı bir tepki vermiş olduk. İşçiler olarak sadaka değil hakkımız olanı istiyoruz. Öncesinde ciddi bir hazırlık yapmadık, eylem kendi doğalında gelişti. İş bırakma eylemine 400 kadar işçi katıldı. Eylemde hep bir ağızdan zaten dile getirdik ama buradan bir kez daha duyulsun istiyoruz: Isuzu işçilerinin sabrı artık tükenmiştir!
İş bırakma eyleminin bazı sonuçları oldu. Bu eylemde taleplerimizi önemsemeyen iş yeri temsilcilerine de tepki gösterdik. Hemen sonra sendika şube başkanımız fabrikaya geldi. Taleplerimizin karşılanacağını, işçilerin istediklerinin olacağını söylediler. Biz beklerdik ki sendika işçilere öncülük etsin, tam tersi oldu.
Uzun yıllardır Isuzu fabrikasında çalışıyorum. Genel müdürün işçilerin arasına inip, bir konuşma yaptığına şu zamana dek ne görmüş ne de işitmiştim. Eylemden sonra bizleri ikna etmeye çalıştılar. Bizim zaten yıllardır canımız yanıyordu, eylemden sonra anladık ki örgütlü tepkimiz işverenin de canı yaktı. Başta da söylediğim gibi eylemden sonra patron üzerimizdeki baskıyı artırdı. Hatta çay molası haricinde, üç, dört işçinin bir araya gelip konuşmasını yasakladılar. Patron, şef ve amirler aracılığıyla bizi fazla mesaiye zorlamaya başladı. Bilsinler ki bu türden saldırılarla direnişimizi zayıflatamayacaklar!
Şu an için konuşmalar, tartışmalar sürüyor ama yeni bir eylem hazırlığı yok. Zaten eylemlerimiz daha anlık gelişiyor. MESS’in teklifi hiçbir arkadaşı memnun etmedi. Açıkçası sabrımızı sınıyorlar. Kaybeden işçi oluyor ve bunun fabrikaya da zararı olacak.
MESS sözleşme kapsamındaki birçok fabrikada çalışan, mücadele eden arkadaşlarımıza da seslenmek istiyorum: Birbirimize destek olalım, mücadeleyi büyütelim. Önceki dönemde birlikte gördük, aldığımız zam 6 ay sonra enflasyona ezildi. Sarı sendikanın bu sözleşmeyi oldubittiye getirmesine sakın izin vermeyelim. Hakkımız olandan taviz vermeyelim.
Son sözüm de emeğin ve işçinin yanında olan vekillerimize. Metal işçilerini zorlu bir mücadele bekliyor, bizlere destek vermeye davet ediyoruz.
Yaşasın sınıfını bilen işçiye!
Yaşasın sınıf mücadelemiz!