Bir iş güvenliği uzmanının gözünden: Sorunlarımız ve taleplerimiz
Bugün genel olarak Çalışma Bakanlığı tarafından yetkilendirilen OSGB şirketleri aracılığıyla yürütülen iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, kağıt üzerinde prosedürlerin tamamlanmasından öteye geçmemektedir.
2013 yılında TBMM’de kabul edilen 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’yla iş güvenliği uzmanlarının yasal statüleri belirlenmiş, tehlike sınıflarına göre işyerlerinde belli sürelerde iş güvenliği uzmanı çalıştırılması zorunlu hale getirilmiştir. Ne var ki aradan geçen 10 yıla rağmen yapılan ertelemelerle kanunun bazı maddeleri hala yürürlüğe girmemiştir. Kanun iş kazalarını önlemekte yetersiz kaldığı gibi, iş güvenliği uzmanlarının sorunlarına da çare olamamıştır. Bugün genel olarak Çalışma Bakanlığı tarafından yetkilendirilen OSGB (Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi) şirketleri aracılığıyla yürütülen iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri, kağıt üzerinde prosedürlerin tamamlanmasından öteye geçmemektedir. Mevcut sistem yaşanan iş kazaları sonucunda iş güvenliği uzmanlarını adeta bir günah keçisine çevirmektedir.
Temel Özlük Sorunları
6331 Sayılı Kanun iş güvenliği uzmanlarının, işyeri hekimlerinin ve diğer sağlık personellerinin firmalar bünyesinde veya OSGB’ler aracılığıyla hizmet verebileceğini belirterek, daha en başta taşeronlaştırma ve güvencesiz çalışmanın önünü açmıştır. Özellikle inşaat projeleri dönemsel olarak yürütüldüğü için firmalar kendi bünyelerinde personel çalıştırmak yerine OSGB’lerden hizmet almayı tercih etmektedir. Genellikle bir veya 2 yıl süren projeler sonunda birçok iş güvenliği uzmanı kıdem tazminatı dahi almadan yeni iş arayışı içine girmektedir.
OSGB’ler uzmanları birden çok projede kullanarak kar oranlarını yüksek tutmak istemektedir. Bazı uzman arkadaşlarımızın üzerine atanan onlarca firma bulunmaktadır. Doğal olarak bu firmalara yeteri kadar hizmet verilememekte, yolda geçen süreler de dikkate alındığında iş güvenliği hizmetleri kağıt üzerinde kalmaktadır. Şantiyelerde genel olarak haftada 6 gün çalışılmakta, haftalık çalışma süresi 50-55 saati bulmaktadır.
Ücretler mesleğe yeni başlayan tekniker ve C sınıfı uzmanlar için asgari ücret seviyesindedir. B ve A sınıfı uzmanların ücretleri 2 asgari ücret seviyesini aşmasına rağmen genellikle OSGB’lerde sigorta primleri asgari ücret üzerinden yatırılmaktadır.
Cezai Sorumluluk ve Yetki Sorunları
6331 Sayılı Kanun iş güvenliği uzmanlarını “işverenin danışmanı” olarak tanımlamış olsa da pratikte iş kazası sonrasında iş güvenliği uzmanları işveren vekili gibi sorumlu tutulmakta, tutuklama ve hapis cezalarıyla karşılaşmaktadırlar. İş güvenliği uzmanının “danışman” olma durumu Yargıtay kararlarında net olarak ifade edilmesine karşın, özellikle basına yansıyan birden çok işçinin öldüğü iş kazalarında, savcılar kamuoyunda oluşan tepkiyi gidermek adına soruşturma aşamasında iş güvenliği uzmanlarını gözaltına almakta, birçok yerel mahkeme de tutuklama kararı vermekte, iş güvenliği uzmanları da işveren vekilleri gibi bilinçli taksir ve olası kast gibi suçlamalarla yargılanmaktadır.
İşverenlerin maliyet hesapları ve kar hırsı nedeniyle eksik bırakılan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri sonucunda yaşanan iş kazalarından iş güvenliği uzmanları sorumlu tutulamaz. İş güvenliği uzmanlarının iş kazalarını önleyecek sihirli güçleri yoktur ve kaza sonrasında günah keçisi ilan edilmeleri kabul edilemez.
Mesleki Örgütlenme
İş güvenliği uzmanlığı disiplinler arası bir meslek olduğu için örgütlenmede temsil sorunu yaşanmaktadır. 6331 Sayılı Kanun iş güvenliği hizmetlerinin yürütülmesiyle ilgili olduğundan meslek kanunu niteliğinde değildir. Mimar ve mühendis kökenli uzmanlar genellikle kendi meslek odalarında, işyeri hekimleri de tabip odalarında örgütlüdür. Fakat üniversitelerin iş güvenliği, biyoloji, kimya, fizik ve teknik eğitim bölümlerinden mezun tekniker kökenli iş güvenliği uzmanlarının meslek örgütleri bulunmamaktadır. Kariyerist bazı dernekler aracılığıyla yapılan örgütlenmeler ise iktidar yandaşlığı ve reklam sponsorluk faaliyetlerinin ötesine geçmemektedir.
İş güvenliği uzmanlarının meslek odası olmadığı için bir taban ücret uygulaması da bulunmamaktadır.
Mühendis odaları, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi gibi demokratik kurumlar aracılığıyla yürütülen faaliyetler iş güvenliği uzmanları için bir meslek örgütlenmesi niteliğinde değildir.
Sendikal Örgütlenme
İş güvenliği uzmanları uzun yıllardır farklı işkollarında çalışmaktadır. Firma bünyesinde çalışan uzmanlar inşaat, tekstil, kimya, ofis işleri vs. kendi işkollarındaki sendikalara üye olabilmektedir. OSGB şirketleri ise bu yılın başına kadar genellikle 10. veya 17. işkolunda faaliyet göstermekteydi. Ocak 2024 tarihi itibariyle 10. İşkolunda meslek sendikası olarak 162 üyeli İSG-SEN sendikası faaliyet yürütmektedir. Bu sendika herhangi bir konfederasyona bağlı olmamakla birlikte sağ eğilimli bir yapıdadır.
İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’nde 11.08.2023 tarihinde yapılan değişiklikle OSGB faaliyetleri 86.21.05 koduyla tek çatı altında birleştirilmiş ve 17. işkoluna bağlanmıştır. 2024 yılı nisan ayından itibaren tüm OSGB’ler 17. işkolunda (Sağlık ve Sosyal Hizmetler) faaliyet gösterecektir.
2020 sonunda Çalışma Bakanı tarafından yapılan açıklamada Türkiye’de iş güvenliği uzmanı sayısının 165 bini aştığı belirtilmiştir. Bu sayıya iş yeri hekimi, işyeri hemşiresi ve diğer sağlık personellerini de dahil ettiğimizde 2024’te güncel sayıların çok daha yüksek olduğunu söylememiz mümkündür.
Aktif olarak çalışan iş güvenliği uzmanlarının çok büyük bölümünün OSGB şirketlerinin bünyesinde olduğunu düşündüğümüzde 17. işkolunda faaliyet yürüten DİSK Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş) yeni dönemde iş güvenliği uzmanlarının örgütlenmesinde temel merkez haline gelebilir.
Sonuç Olarak
- İş güvenliği uzmanlarının güvenceli çalışma hakkı sağlanmalıdır.
- Mesleki taban ücretleri belirlenmeli, sigorta primlerinin eksizsiz yatması sağlanmalıdır.
- Uzun çalışma sürelerine son verilmeli haftalık 45 saatlik çalışma sürelerine uyulmalıdır.
- İş kazalarında iş güvenliği uzmanlarının cezai sorumlulukları olmamalıdır.
- İş güvenliği uzmanlarının sendikal birliği sağlanmalıdır.