Berkay Ustabaş davasında yine tahliye yok

Berkay Ustabaş davasında yine tahliye yok

Berkin Elvan’ın cenazesine katıldığı için 10 aydır tutuklu olan üniversite öğrencisi Berkay Ustabaş’ın yargılandığı davada 4. duruşma bugün görüldü. Ustabaş, 4. duruşmada da tahliye edilmedi.

İzel Sezer / Çağlayan Adliyesi

Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden 14 yaşındaki Berkin Elvan'ın cenazesine katıldığı için 10 aydır tutuklu bulunan İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi ve Devrimci Gençlik Dernekleri Genel Sekreteri Berkay Ustabaş'ın yargılandığı davanın 4. duruşması bugün İstanbul Adalet Sarayı'nda görüldü. 

Berkay Ustabaş, Adil Kayam, Özgür Arslan, Selçuk Kalaycıoğlu, Ozan Aslan, Kadir Boyal, Helin Bölek, Ali Olcayto Öğretmen'in bu yargılandığı davada, değişen mahkeme heyeti bir önceki duruşmadaki gibi yine salonu boşalttırdı.

GÜNCELLEME 16:50

Tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, Berkay Ustabaş'ın bir sonraki duruşmaya ise SEGBİS'le katılmasına karar verildi. Bir sonraki duruşma 15 Ocak 2019 saat 14.30'a ertelendi. 

GÜNCELLEME 16.34

Hakim, savcının mütalaasını sordu, savcı tüm tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Duruşmaya ara karar için ara verildi. 


DURUŞMA ÖNCESİ ADLİYE ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI

Sevk edildiği Kırıkkale F Tipi Kapalı Hapishanesi'nde aylardır çeşitli işkencelere ve engellemelere maruz kalan Ustabaş'ın yakınları, 13.30'da başlayacak olan duruşma öncesinde bir basın açıklaması düzenledi.

Düzenlenen basın açıklamasına Ustabaş'ın arkadaşları, ailesi ve avukatlarının yanı sıra Gülsüm Elvan, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Turan Aydoğan, HDP Milletvekili Hüda Kaya, eski CHP’li vekil Barış Yarkadaş, Sosyalist Devrimci Gençlik, SGDF, Öğrenci Faaliyeti, FKF, Kaldıraç, Gençli Komiteleri, Yeşiller ve Sol Gelecek, Diren Üniversite, Öğrenci Muhalefeti, Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti, Türkiye Komünist Hareketi ve Genç Sen katıldı.

Açıklamada söz alan CHP’nin hukukçu vekili Tanrıkulu, üniversite öğrencilerinin yerinin cezaevi değil üniversite olduğunu belirterek savcılara “Bu zulmü artık yaşatmayın” diyerek seslendi.

O GÜN HEPİMİZ BERKİNLEYDİK: BERKAY USTABAŞ’A ÖZGÜRLÜK!

Adliye önünde Ustabaş için yapılan açıklamanın tamamında şunlar kaydedildi:

 “İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Berkay Ustabaş, 5 Ocak'ta "Berkin Elvan'ın cenazesine katılmak” suçlamasıyla tutuklandı. Sürgün, işkence ve hak ihlalleri ile dolu tutukluluk sürecinin bugün 10. ayındayız. Tam 10 aydır ailesinden, üniversitesinden ve arkadaşlarından koparılarak hapsedilen Berkay, birazdan 4. kez hakim karşısına çıkacak

2013 yılında, polis tarafından atılan bir gaz fişeğiyle başından vurularak katledilen ve Gezi Direnişi’nin sembolü olan Berkin Elvan’ın cenazesine katıldığı gerekçesiyle Berkay, kendi ayağı ile ifade vermeye gittiğinde evinden çıkan tamamı yasal kitaplar delil gösterilerek tutuklandı. Savcının, “Ahdımız var, bizim polisle mutabakatımız var seni tutuklayacağız” sözleri ile davanın hukuki değil siyasi olduğunu altını çizmesiyle başlayan tutukluluk sürecinde Berkay, önce Metris’e, ardından Silivri 9 No’lu Hapishanesi’ne, oradan da evinden, ailesinden ve üniversitesinden tam 600 km uzağa Kırıkkale F Tipi Hapishanesi’ne sürüldü. Bununla da kalınmadı; 10 aylık tutukluluğunun büyük çoğunluğu kamerasız odalarda, koğuş baskınları sırasında, doktor muayenelerinde gördüğü işkenceler ve kitap, görüş ve iletişim yasağı gibi hak ihlalleri ile geçti.

KİTAP OKUMAK SUÇ SAYILDI!

Berkay'ın 18 Nisan, 5 Haziran ve 5 Eylül tarihlerinde görülen üç duruşmasında da “yeni Türkiye”nin yeni cezalandırma pratiği olan SEBGİS dayatması ile savunma hakkı gasp edildi. Mahkeme heyeti tarafından arkadaşımıza “Günlük hayatınızda hangi kitapları okuyorsunuz?”, “Sadece sol kitaplar mı okuyorsunuz?”, “İslami ve sağcı kitaplar da okuyor musunuz?” gibi adil yargılamanın kıyısından dahi geçmeyecek sorular soruldu. Komiktir ki Berkay’ın davasına “delil” oluşturan kitaplar daha sonra Kırıkkale F Tipi yönetimi tarafından onaylanarak hapishaneye kabul edildi.

Şimdi buradan, İstanbul Adalet Sarayı önünden soruyoruz, Berkay’ın evine yönelik baskından hemen sonra üstelik gözaltında dahi değilken soruşturma savcısına kendi ayağı ile giderek ifade vermişken, dahası 20 yıldır aynı yerde ikamet ettiği ve aynı kentte üniversite okuduğu göz önüne alındığında Berkay hangi kaçma şüphesinden söz edilerek aylardır tutuklu yargılanıyor?

Beş yıl önce gerçekleşen ve dönemin neredeyse tüm gazetelerinin ilk sayfasından duyurduğu bir cenazenin yazılı ve görsel tüm delilleri ortadayken hangi delilin toplanması gerekçe gösterilerek arkadaşımız 3 duruşmadır tahliye edilmiyor?

Delil niyetine gösterilen kitaplar, herhangi bir kitapçıdan satın alınabilir yasal ve bandrollü kitaplar iken ve üstüne üstlük hapishane yönetimi aynı kitapları hapishaneye kabul etmişken bu kitaplar ne için ve nasıl “suç” teşkil edebiliyor?

Ve elbette savcı, kimlere, neden ve nasıl ahdetmiştir ki 10 aydır bir üniversite öğrencisi ailesinden ve arkadaşlarından uzakta bir hapishane hücresinde tutuluyor?

Bizler biliyoruz ki, cevapsız bırakılan bu soruların yanıtları, bir gecede aniden işinden edilmiş on binlerce akademisyen için, Soma’da katledilen ve failleri cezasız bırakılan 301 işçi için, türlü bahanelerle tutuklanmış ve eğitim hakları ellerinden zorla alınmış on binlerce öğrenci için, uydurma deliller ile tutuklanmış gazeteciler için, yani tepeden tırnağa bir memleket için süren “adalet” mücadelesinden geçiyor.

‘HEPİMİZ BERKİNLEYDİK’

Eğer Berkin’in cenazesine katılmak “suç” ise biz de buradan duyuruyoruz: O gün hepimiz Berkin’leydik ve milyonlar ile beraber hep bir ağızdan “Berkin'in hesabını soracağız!” diye haykırdık!

En ufak bir hak arayışının dahi polis saldırısı, hedef gösterme, ev baskını, gözaltı ve tutuklamayla karşılık bulduğu koşullarda; salt bir susturma değil muhalefeti  “yok etme” ve “yalnızlaştırma” gayesiyle hareket eden AKP’nin; Berkay’ı tutuklayarak Gezi milyonlarına vermek istediği mesajın farkındayız ve Berkay'ın aylar önce söylediği sözleri tekrarlayarak cevap veriyoruz: “Bizim 'Berkin' diyen sesimiz faşizmden daha güçlüdür ve bu ses yenilgi tanımaz!”

Bizler, Berkay özgürlüğüne kavuşana ve bu memlekete tepeden tırnağa adalet gelene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz!

Berkay Ustabaş’a adalet! Memlekete adalet!”

 

DAHA FAZLA