Başkan sağcı mı, aşırı sağcı mı olacak?

Başkan sağcı mı, aşırı sağcı mı olacak?

Bir kasaba politikacısını uzaktan nasıl mı tanırız? “Ben merkezin adayıyım.” çığırır. Görüşlerine güvenmez, pasiftir. Rüzgar nereden eserse oraya gider. Sağ-sol bilmez. Amacı da düzeltmek değil, seçilmektir.

Artık ABD’de de tescilli bir kasaba politikacısı var: Adı Hillary Clinton. Bundan 8 yıl önce seçmenler tarafından istenmediği kanıtlanan; ama sonrasında bir şekilde bakanlık kapan, bankacılara yaptığı 9 konuşmadan usulsüzce 1,8 milyon dolar kapan Clinton, ABD başkanlık yarışını önde götürüyor. Mesajı çok açık: Merkezin adayıyım [1].

CUMHURİYETÇİ PARTİ ADAYI CLINTON

Bir süre önce, Washington Post, Cumhuriyetçi Parti’nin resmi adayı Trump’ın 2005’teki bir “sohbetini” sızdırdı. Bush ailesi üyesi Billy Bush ile arasında geçen diyalogda, Trump, önce evli kadınlara sarkıntılık ettiğini anlatıyor. Yetmiyor, meşhur olmasının ona verdiği güçle kadınlara tacizde bulunduğunu ve kimsenin de buna itiraz etmediğini söylüyor. Yığınla küfürlü kelime de, sarfettiği cümlelerin tuzu biberi oluyor.

Açıkçası konuşmada şok edici olan hiçbir kısım yok. Bu sözlerin küfürsüz hali Donald Trump tarafından televizyonlarda, radyolarda defalarca söylendi. Ancak sanki Amerikan medyası bunları ilk kez duyuyormuşçasına günlerce haberini yaptı. Sermayenin Trump’ı terk ettiği ortaya çıkınca Cumhuriyetçi Parti elitleri de geri durmadı ve Trump’ı desteklemediklerini açıkladılar. Trump’ın oyları önemli ölçüde düştü [2]. Bir hafta içerisinde Cumhuriyetçi Parti’nin gayri resmi adayı Hillary Clinton oldu [3].

SORUN: ANTİPATİK ve HASTA CLINTON

Ancak Clinton ile ilgili iki sorun var: Birincisi, Clinton konuştukça oyları düşüyor. Ne zaman ağzını açsa, televizyonlara çıksa Clinton’un tüm antipatikliği ortaya çıkıyor ve insanlar neden ondan nefret ettiklerini hatırlıyorlar. Belgelerle kanıtlanmış iki yüzlülüğü [4], para seviciliği [5], yalancılığı [6], sürekli gizli kapaklı işler çevirmesi [7], beceriksizliği [8] ve savaş çığırtkanlığı [9] toplumda nefret uyandırıyor ve insanlar, buna oy vereceğime hiç oy vermem veya gider başkasına veririm, diyorlar [10].

İkinci sorunu ise hastalığı. Ağır hasta olduğunu biliyoruz; ancak hastalığının ne olduğunu bilmiyoruz. Zatürre deniyor, ancak hastalığı konusunda defalarca yalan söylemesi ve zatürreye hiç de benzemeyen birçok belirti göstermesi kafalarda birçok soru işareti bırakıyor [11].

ÇÖZÜM: HAYDİ SOLCULAR, CLINTON’U DESTEKLEMEYE

İkisinin de çözümü Clinton’un evde istirahate çekilmesi. Ancak bu durumda da solcuların kime oy vereceği belli olmaz. Yüz yıldan uzun süredir iki partili düzeni halka yutturabilmiş egemenler, bu defa çok büyük bir baskı altında. Clinton ve Trump o kadar nefret duyulan adaylar ki, gençlerin %25’i bu ikisinden birini başkan olarak görmektense, dünyaya bir meteorun çarpmasını ve yok olmasını yeğliyor [12]. Hatta sloganı da hazır: “Yaşasın Büyük Meteor 2016”. Bu insanların meteorlar yerine başka alternatiflere yönelmeleri işten bile değil. Sonuçta, neoliberalizme eleştirel bakan sosyal demokrat Sanders bile neredeyse Clinton’u yeniyordu.

O halde çözüm de bu, dedi Demokrat Parti elitleri. Sanders, Clinton’un yerine miting yapacak. Obama ailesi meydanlara çıkacak. Onlar konuşacak ve Clinton ağzını kapatacak. Böylece oylar Clinton’da birikecek. Trump sopa, Sanders havuç olacak ve solcular Clinton’a oy verecek. Cumhuriyetçi Parti’nin de düzenden yana olan kesimi Clinton’a oy verirse, bu iş çantada keklik.

WIKILEAKS’TEN SIZANLAR ve MEDYA

Neoliberallere, Trump’ın videosunun çıkmasının ardındaki birkaç gün çok güzel gözükmüş olmalı. Clinton miting yap(a)mıyor, onun yerine Sanders ve Michelle Obama oy topluyorlardı. Adeta morali darma duman olmuş bir ordu gibi, Trump cephesinden Clinton cephesine kaçışlar başlamıştı. Sağ, Clinton’a yönelmişti, sol zaten onundu.

Ta ki Wikileaks Clinton’un e-maillerini sızdırana kadar.

Burada bir noktayı açıklığa kavuşturmakta fayda var. “Clinton’un şaibeli e-mailleri” aynı kişiyi, ancak iki farklı e-mail grubunu kastediyor. Birincisi, Clinton’un devlet sırrı içeren e-mailleri kişisel bilgisayarından açması. Buradaki sorun, iddiaya göre, yalancılığa alışmış Clinton’un mahkeme bu konuda onu ifadeye çağırdıktan sonra kanıt teşkil edebilecek dokümanları silmesi [13]. Yaptığı ABD yasalarınca hukuksuz ve hapse atılmasını gerektiriyor. Tabii konu Clinton’un hapse atılması ise işlediği savaş suçları önceliği alır. Ancak düzenin Clinton ile işi bitmedi. Onu hala kullanabilir. Hapse atılmadı; tam tersine başkan adayı yapıldı.

Wikileaks bunları ortaya çıkarmadı. Wikileaks, Clinton’un seçim kampanyası menajeri Podesta’nın e-maillerini ortaya çıkardı. İçinde neler var neler [14]. Suudi Arabistan ile Katar’ın IŞİD’i fonlamasından Clinton’un Wall Street ile olan yakın ilişkisine, Clinton’un ön seçimlerde Sanders aleyhine yediği haltlardan Obama ile sıkı fıkı ilişkisine kadar birçok konu bu e-maillerde sızdırıldı.

Peki medya bunu nasıl mı haberleştirdi? Önce, ABD medyası, toptan görmezden geldi. Sanki hiçbir şey olmamış gibi davrandılar. Ancak Wikileaks, insanlara alternatif medya aracılığıyla ulaşmaya başladı. Sessizlik fesadıyla alt edemeyeceklerini fark edince sulandırdılar. Haber değeri taşıyanları insanlara ulaştırmak yerine önemsiz olanları haberleştirdiler. John Podesta’nın arkadaşına gönderdiği yemek tarifini haber yaptılar [15]; ama Clinton’a Sanders ile yapmış olduğu tartışmanın sorularının önceden sızdırıldığını yazmadılar. Bu da pek işe yaramadı. Köpekleştiler, havlamaya başladılar [16]. E-maillerin içeriğini yazmaktansa “Rus hackerlar”, “Ruslar”, “Rusya”, “Kremlin”, “Putin” havladılar. Huffington Post, New York Times, Washington Post, Vox, Slate, The Nation turunden politik yelpazede görece solda kalan haber portalları her gün “Clinton’a oy vermek için 10 sebep” temalı yazılar koymaya başladılar. Haber vermeyi bıraktılar.

8 KASIM’A GİDEN YOL

8 Kasım’da ABD’de başkanlık seçimi olacak. Muhtemelen Clinton ve kesin olarak neoliberaller kazanacak. Kesin kaybeden dünya halkları ve en cok kaybeden Orta Doğu’nun gururlu insanları olacak. Amerikan “solcuları”, sözde neoliberalizme karşılar, ancak eylemde neoliberallere oy verecekler. Sonrasında insanların neden solcu olmadıklarına ilişkin, Trump’ı destekleyenlere ilişkin sayfalarca zırvalayacaklar. 

YA TÜRKİYE?

Türkiye mi? “ABD”leri “Türkiye”, “neoliberal”leri “yobaz” yapın, tekrar okuyun. Sonuçta, insanlara Ekmelettin’e oy çağrısı yapanlar hala aynı koltuktalar.

NOTLAR:

[1] http://www.latimes.com/opinion/opinion-la/la-ed-bedroom-dwellers-hillary-clinton-20161002-snap-story.html

[2] http://www.nytimes.com/2016/10/09/us/politics/donald-trump-campaign.html

[3] http://time.com/4437332/hillary-clinton-republican-voters/

[4] http://www.washingtontimes.com/news/2016/oct/8/hillary-clinton-says-she-has-both-public-and-priva/

[5] http://www.bloomberg.com/politics/articles/2016-10-20/clinton-foundation-aide-said-to-have-cited-conflicts-of-interest

[6] http://nypost.com/2016/08/31/latest-email-disclosure-is-just-more-proof-that-clinton-lied/

[7] http://www.zerohedge.com/news/2016-10-17/caught-tape-clinton-funded-democrat-operatives-inciting-anarchy-trump-rallies

[8] http://www.politico.com/magazine/story/2015/09/hillary-clinton-email-213110

[9] http://foreignpolicy.com/2016/07/27/hillary-the-hawk-a-history-clinton-2016-military-intervention-libya-iraq-syria/

[10] https://www.washingtonpost.com/blogs/plum-line/wp/2016/08/31/why-clinton-will-always-have-low-favorable-ratings-no-matter-what-she-does/?utm_term=.74eabf3c5bcb

[11] http://ilerihaber.org/icerik/abd-demokrasisi-ve-epilepsi-60845.html

[12] http://www.reuters.com/article/us-usa-election-meteor-idUSKCN12I20S?il=0

[13] https://www.rt.com/usa/244801-clinton-benghazi-email-subpoena/

[14] https://www.rt.com/usa/363609-best-worst-podesta-wikileaks-clinton/

[15] http://www.vox.com/2016/10/12/13253852/wikileaks-john-podesta-risotto

[16] https://www.youtube.com/watch?v=Ou4e3yCXYaA