Akbelen’de ‘yürütmeyi durdurma’ talebi üçüncü kez reddedildi

Akbelen’de ‘yürütmeyi durdurma’ talebi üçüncü kez reddedildi

Avukatlar, Muğla İdare Mahkemesi'ne üçüncü kez yürütmeyi durdurma başvurusunda bulunmuştu.

Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanı'nda 24 Temmuz günü başlayan ağaç kesiminin durdurulması için, bölge halkının avukatları tarafından Muğla 1. İdare Mahkemesi’ne yapılan başvuru bir kez daha reddedildi.

24 Temmuz günü başlayan ağaç kesimi sonrası bölge halkının avukatları, yapılan işlemin geri dönüşü olmayan doğa tahribatına neden olacağı gerekçesiyle Muğla 1. İdare Mahkemesi'ne üçüncü kez yürütmeyi durdurma başvurusunda bulunmuştu.

Duvar’da yer alan habere göre, başvuru sonrası kararını açıklayan Muğla 1. İdare Mahkemesi, yürütmenin durdurulması talebini bir kez daha reddetti. Kararda, şu ifadeler yer aldı:

“Dosyanın incelenmesinden davacı ve bir kısım müdahil davacılara işletme sahasında yer alan ağaçların 24/07/2023 tarihinde kesilmeye başlandığı, ağaç kesiminin devam etmesi halince Akbelen Ormanı'nın yok olacağı, bu durumun ise esasta verilecek kararı etkisiz hale getireceği ileri sürülmek suretiyle yürütmeyi durdurma talebinde bulunulmuş ise de yukarıda anılan 2577 sayılı kanunun 27. maddesinde öngörülen şartların birlikte gerçekleşmediği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması işleminin üçüncü kez reddine karar verildi.”

‘AKP'NİN KONTROLÜ DENETİMİ ALTINDA OLAN YARGIDAN KARAR ÇIKMIYOR’

Mahkemenin anayasal suç işlediğine değinen avukat İsmail Hakkı Atal, kararı şu sözlerle değerlendirdi:

“Türkiye'de mahkemeden karar çıkarmak aslanın midesinden ekmek çıkarmak gibi bir şey. Şu anda AKP'nin kontrolü denetimi altında olan yargıdan karar çıkmıyor. Karar sadece halk sokağa çıktığında çıkıyor. Ama burada halk sokağa çıkmasına rağmen yine karar çıkmadı. Burada Limak karşımızda olduğu için karar çıkmadı. Mahkeme kararı gerekçesiz. Ne yazabilirlerdi ki? Yazabilecekleri dayandırabilecekleri bir şey yok. Anayasa, uluslararası sözleşmeler, yönetmelikler bizden yana ve gerekçesiz karar yazıyorlar. Bunu yaparken anayasal suç işliyorlar. Bizim ormanlarımızın korunması için dava dahi açmamız gerekmiyor. Normalde hukukun üstünlüğünün söz konusu olduğu bir ülkede bizim ormanlarımızı korumak için dava dahi açmamıza gerek yok. Ama şu anda Türkiye'nin geldiği durum itibariyle anayasa, yasalar sadece kağıt üzerinde. Mahkemeler sadece görünüşte ve şekli bir yargılama yürütüyorlar. Yargılama yapıyormuş gibi yapıyorlar.”

DAHA FAZLA