Akademisyenlerin Boğaziçi'ne destek açıklamasına polis engeli: 'Memleketimiz adına üzülüyoruz'
Boğaziçi Üniversitesi protestolarına destek açıklaması yapmak isteyen İstanbul Üniversitesi ve İÜ-Cerrahpaşa'dan öğretim üyeleri, basın açıklamasını engelleyen polis tarafından saldırı tehdidine maruz kaldı.
İleri Haber
AKP'de siyaset yapan Melih Bulu'nun, AKP'li Cumrhubaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasının ardından protestolar devam ediyor. Birçok üniversitenin akademisyenleri Boğaziçililerle destek açıklaması yaparken; polis, İÜ ve İÜ-Cerrahpaşa öğretim üyelerinin yapmak istediği açıklamaya saldırı tehdidinde bulundu.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve İÜ-Cerrahpaşa'dan öğretim üyeleri, Beyazıt Meydanı'nda Boğaziçi protestolarına destek açıklaması yapmak istedi. Akademisylenlerin yapmak istediği basın açıklaması, Fatih Kaymakamlığı'nın açıklamadan 30 dakika önce aldığı toplanma yasağı kararıyla engellendi. Polis, akademisyenlere saldırı tehdidinde bulundu.
Akademisyenler, Beyazıt Meydanı'ndaki engellemeye rağmen açıklamayı yürüyerek okudu.
Boğaziçi'yle destek açıklaması yapmak isteyen İstanbul Üniversitesi ve İÜ-Cerrahpaşa akademisyenlerine polis engeli
— İleri Haber (@ilerihaber) February 11, 2021
Meydanda engellenen akademisyenler, açıklamayı yürüyerek okudu
Polisin okunmasını engellemeye çalıştığı açıklamada şu ifadeler yer alıyor:
MEMLEKETİMİZ ADINA ÜZÜLÜYORUZ!
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ve İstanbul Üniversitesi’nden öğretim üyeleri olarak Boğaziçi Üniversitesi’ne kurum dışından meşru ve liyakata uygun olmayan bir rektör atanmasına ve üniversite senatosunun görüşü alınmaksızın tepeden inme bir kararnameyle iki yeni fakülte kurulmasına karşı yapılan haklı itirazlara katılıyor, akademik özgürlük ve üniversite özerkliği için anayasal haklarını kullanan herkesi destekliyoruz.
Kurumlarını korumak için Boğaziçi Üniversitesi öğrenci, öğretim üyeleri ve bileşenlerinin çok yüksek katılımla ve özenli şekilde gerçekleştirdikleri bu barışçıl protestoları örgütleme iddiasıyla bazı öğretim üyesi ve öğrenci topluluklarının hedef gösterilmesini son derece tehlikeli buluyor, bu tür kışkırtıcı girişimlerden hızla vazgeçilmesini talep ediyoruz.
'ÜNİVERSİTENİN TEMEL İLKELERİNE YÖNELİK MÜDAHALELERE YABANCI DEĞİLİZ'
Boğaziçi Üniversitesi’nde bir ayı aşkın süredir yaşananlar, Türkiye’de birçok üniversitenin son yıllarda maruz bırakıldığı antidemokratik uygulamalara yeni bir örnektir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ve İstanbul Üniversitesi’nden öğretim üyeleri olarak bizler, üniversitenin temel ilkelerine yönelik bu müdahalelere maalesef yabancı değiliz. 2015 yılında yapılan rektörlük seçiminde üniversitemizin iradesi yok sayılmış ve en yüksek oyu alan aday yerine daha düşük oy alan adayın ataması yapılmıştır. Bunun ardından, 2018 yılında üniversitemizin bütünlüğü, köklü tarihi ve kurumsal kimliği görmezden gelinerek bölünmüştür.
Türkiye üniversitelerinin uluslararası sıralamalarda hızla gerilemesi de aynı döneme denk gelmektedir. Üniversitelerin özerk ve demokratik süreçleri dışında verilen tüm tepeden inme kararlara itirazlarımızı o günlerde dile getirdiğimiz gibi bugün de tekrarlıyoruz.
'ÖĞRENCİLER SERBEST BIRAKILSIN'
Üniversitelerin ana bileşeni öğrencileridir. Öğretim üyeleri olarak bizler, öğrencilerin demokratik ilkeler ve evrensel değerlere sahip çıkan, içinde yaşadığı topluma fayda sağlayan özgür bireyler olmalarına çaba sarf ederiz. Üniversitelerinin akademik ve idari özerkliği için barışçıl protesto hakkını kullanan öğrencilerimizin orantısız polis şiddetine maruz bırakılması, hem bu çabamıza gölge düşürmekte, hem de gençlerin geleceğe ve memleketimize dair ümitlerini kırmaktadır. Talebimiz, bu süreçte anayasal haklarını kullanırken gözaltına alınan, tutuklanan ve konut hapsi ile cezalandırılan öğrencilerin serbest bırakılmasıdır.
Unutulmamalıdır ki küresel ölçekte yaşanan salgın sebebiyle geçirdiğimiz olağanüstü dönem, toplumların bilimsel araştırmaya ve gelişime muhtaç olduğunu bir kez daha ve belki de en güçlü şekilde kanıtlamıştır. Bilimsel araştırma, ancak akademik özgürlüğün ve özerkliğin olduğu, her türlü baskıdan arındırılmış kurumlarda yapılabilir ve bilim, ancak bu ilkelere bağlı toplumlara hizmet edebilir.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa ve İstanbul Üniversitesi’nden öğretim üyeleri olarak üniversite olmamızı sağlayan değerlerimizi ne pahasına olursa olsun savunacağımızı, demokratik yollardan itiraz hakkını kullanmanın bir insanlık hakkı ve onuru olduğunu kamuoyuna saygıyla duyururuz.