Ahmet Şık: Gezi’de ‘Mevzu sadece ağaç meselesi değil’ demiştik, yine aynı şeyi söylüyoruz

Ahmet Şık: Gezi’de ‘Mevzu sadece ağaç meselesi değil’ demiştik, yine aynı şeyi söylüyoruz

TİP Milletvekili Şık, Akbelen’deki Ören karayolunda açıklamalarda bulundu.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Muğla Milas’ta maden sahasını genişletmek için Akbelen ormanında yapılan ağaç kesimine karşı başlatılan direnişi ziyaret etti. Ören karayolundaki insan zincirinde açıklama yapan Şık, “‘Mevzu sadece birkaç ağaç meselesi değil’ demiştik Gezi isyanında, yine aynı şeyi söylüyoruz: Mevzu sadece ağaç kesimi değil. Burada Türkiye'nin geleceğine dair bir mevzu var” ifadelerini kullandı.

Muğla'nın Milas ilçesi İkizköy Mahallesi’nde bulunan Akbelen Ormanı'nda, Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji'nin kömür maden sahasını genişletme amacıyla ağaçları katletmesine karşı bölge halkı ve doğa savunucuları tarafından başlatılan direniş devam ediyor.

TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, bugün Akbelen’deki direnişi ziyaret etti. Akbelen Ormanı’nın talanına karşı Muğla İdare Mahkemesi önünde yapılan basın açıklamasına katılan Şık, daha sonra kesim alanına girerek incelemelerde bulundu ve talanı görüntüledi.

İncelemelerinin ardından Ören karayolundaki insan zincirinde, Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu’nun da yer aldığı basın açıklamasında konuşan Ahmet Şık şunları kaydetti:

‘İÇERİDE ÇOK AĞIR BİR YIKIM TABLOSU VAR’

“Bir dayanışma için buradayız, buradaki mücadelenin önüne geçmek için değil, tam aksine bu mücadelenin yürütücülerinin destekçisi, dayanışmacısı ve bu mücadelenin bir parçası olmak için buradayız. Öncelikle toprağına, havasına, suyuna, ağacına sahip çıkan herkese çok teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız diyorum.

İçeride gerçekten çok ağır bir yıkım tablosu var. ‘Çok geniş bir alana yayılmış değil’ dedi Sevda (Karaca Demir), evet öyle ama belli ki devam edecek. Biraz da uzun da sürecek bir iş varmış gibi gözüküyor eğer planlanan şey yapılacaksa. Ama bugün birkaç saat önce Muğla İdare Mahkemesi'nin önündeydik ve avukat İsmail Hakkı Atal bir açıklama yaptı.

‘YARGI MENSUPLARI İNSAN HAYSİYETİNE SAHİPLERSE BU YIKIMI DURDURURLAR’

Bu kıyımın yeniden başlamasına yol açan yargıya bir çift laf söylemek lazım. Bilirkişi olduğu iddiasındaki ama bilimsel namusa sahip olmayan birinin hazırladığı, yalana dayalı beyan içeren bir raporla yürütmenin durdurulması kararı kaldırıldı. Şimdi o kararla ilgili yeniden bir başvuru yapıldı. O kararı vermek üzere önlerinde dosya bulunan yargı mensuplarına sesleniyorum, eğer ki insan haysiyetine sahiplerse, çocuklarına birazcık saygıları varsa ve meslek haysiyetlerine inanıyorlarsa bu yıkımı durdururlar. Ama zaten sahte bir raporla bu yıkımın önünü açan yargıdan da bir beklentimiz yok. Tıpkı siyasi parti kılığına girmiş bir mafyanın devleti işgal ettiği siyasi partilere güvenmediğimiz gibi o yargıya da güvenmiyoruz, onların emir eri olduğunu biliyoruz.

‘MEVZU SADECE BİRKAÇ AĞAÇ MESELESİ DEĞİL’

Burada her şey yurttaşın yurttaşlık borcunu ödemesine bağlı. Bir avuç insanın buradaki mücadelesiyle olmaz bu. Türkiye'nin neresinde bulunuyorsanız bulunun, Akbelen için çıkardığınız ses, Karadeniz'de kurutulan dereler için çıkmış olacak; Ege'de, Akdeniz'de, iç Anadolu'da kurutulan göller için çıkmış olacak; hukuksuz biçimde hapiste tutulan arkadaşlarımız için, seçilmiş Kürt siyasetçiler için, milletvekili seçildiği halde hukukun gereği yerine getirilip hapisten çıkarılmamakta ısrar edilen Can Atalay için, Osman Kavala için, Selahattin Demirtaş için, Mücella Yapıcı için, Çiğdem için çıkacak o ses. ‘Mevzu sadece birkaç ağaç meselesi değil’ demiştik Gezi isyanında, yine aynı şeyi söylüyoruz: Mevzu sadece ağaç kesimi değil. Burada Türkiye'nin geleceğine dair bir mevzu var ve bu hepimizin yurttaşlık borcu. Herkes o borca namusuna sahip çıkar gibi, haysiyetine sahip çıkar gibi sahip çıkmak zorunda. Çünkü bu bizim çocuklarımıza borcumuz. Yarın burada gölgesinde dinlenebileceği bir ağaç, üstüne basacağı bir toprak olmayacak böyle giderse, çünkü Türkiye işgal edilmiş durumda. Bir avuç sermaye halkın sırtına yapışmış, o sülükler daha çok para kazansın diye kesiliyor bu ağaçlar. Evet. Eğer bu itirazı bugün dile getiremezseniz yarın hiçbiriniz kafanızı yerden kaldıramayacaksınız. Bu böyle biline.”

DAHA FAZLA