Adalar’da edebiyat havası
Büyükada’daki tarihi Haritonidis Köşkü, yenilemenin ardından Edebiyat Müze Kütüphanesi olarak açıldı.
Deniz Burak Bayrak
Türk edebiyatı meraklıları Adalar’ın edebiyatımızdaki önemini mutlaka bilirler. Reşat Nuri’nin Akşam Güneşi’nde, Yakup Kadri’nin hatıralarında Adalar’ın havasını solumak, fiilen orada olmasalar bile, okurlarda oradaymış izlenimi uyandırır. Geçtiğimiz günlerde de yazarlarımıza hak ettikleri değeri gösterecek bir açılış yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Büyükada’da Adalar Edebiyat Müze Kütüphanesi açıldı.
Öncelikle yanlış bir bilgiyi düzeltmek gerek. Açılış yapıldığı günlerde bütün ajans ve bültenler haberi tarihi Hacopoulos Köşkü’nün müzeye dönüştürüldüğü yönünde duyurdular. Köşke giden ziyaretçiler ise büyük bir tadilatla karşılaştılar. Büyükada’daki kaynaklardan edindiğim bilgiler ışığında ise müze kütüphanenin Hacoupoulos Köşkü değil, 20. yüzyıl başlarında Hariton Haritonidis tarafından yaptırılan Haritonidis Köşkü’nde açıldığı oldu. Hacopoulos Köşkü ise kaymakamlık binası olarak yenileniyor.
YENİLEME YAPININ ASLINA UYGUN
Başta yazarlar evi olarak düşünülen köşkün, restorasyon sürecinden sonra müze yapılmasına karar verilmiş. Türkiye’de yeni bir konsept olan müze kütüphanelerimizin ise 10.’su. Müzenin misyonu bir kişiyi merkeze alan bir mekân olmak değil; yolu Adalar’dan geçen, buradan esinlenen, yapıtlarında ada unsurlarına değinen yazarlarla okurlar arasında sımsıcak bir bağ kurmak.
Müzeye girişte ziyaretçileri kaideler üzerine oturtulmuş cam üzerine yaşam öyküleri yazılmış yazarlar karşılıyor. Her biri adeta “Hoş geldin” diyen bir yerleştirmeyle konumlandırılmış. Buradaki ana okuma salonunun yanında daha küçük okuma odaları da var. Meydana bakan pencerelerin önüne yerleştirilen masalarda başınızı kitaptan kaldırıp tatlı hayallere de dalabileceğiniz bir ortam tasarlanmış. Yine girişte okuma odalarından birinde edebiyatımızın temel kaynakları ile Adalar’a ilişkin bolca bilgiye ulaşılabilecek seçkin bir listeye erişmek mümkün. Müze yönetimi tarafından kitapların yanında, yakınlarına ulaşılmış Melih Cevdet Anday, Bekir Sıtkı Erdoğan, Sait Faik Abasıyanık gibi yazarların hatıra eşyaları da sergileniyor. Gençlik yıllarını Heybeliada’da geçiren Zeyyat Selimoğlu’nun hiç yayımlanmamış bir öyküsünün ilk sayfası en nadide parçalardan biri.
En sevindirici durum ise yenilemenin yapının aslına uygun yapılmış olması. Tarihi dokunun olduğu gibi korunduğu yapının ferahlık veren geniş bir mimarisi var. Yapının yeni kuşaklarla bağ kurması açısından öğrenci atölyeleri, sergiler, kültür etkinlikleri bir an önce başlasa ne iyi olur. Müze, pazartesi dışında 9.00-17.30 arası ziyarete açık.