Mekke'deki vinç 'kaza'sı!

Ortada ciddi anlamda teknik bir konu var. Bir inşaat, bu inşaatta ağır yük taşıyan paletli bir vinç, alınması gereken önlemler vs. vs. Herşey çok net, çok açık, önceden bilinmeyen, tahmin edilemeyen hiç bir şey yok!

Ortada ibadetlerini yaparken, tamamen herşeyden habersiz 107 ölü var!Her yıl milyonlarca insanın ibadetini ranta çevirmeye çalışan bir Suudi Arabistan rejimi var! Mekke’nin ve özellikle Kabe çevresinin 2035 planlarını gördüğünüzde, oteller, alışveriş merkezleri, devasa yapılar ve ortada küçücük kalan kutsal bir mekan… Kutsallığı ve inancı ranta çeviren bize de çok uzak olmayan bir zihniyetle karşı karşıya kalıyoruz.

Geçen hafta içinde 107 hacı adayının yaşamlarını yitirmesi gündemdeydi. Tabii bu tartışmalarda ve haberlerin veriliş tarzında bilimden, teknikten ve temel iş güvenliği önlemlerinden tamamen uzak işin dinsel ve şehitlik boyutu dışında pek bir şey duyamadık. Bu yazıda biraz bu “kaza”nın nedenlerine odaklanacağız.

Haberlerin verilişindeki yorum farkı!

Şimdi satırbaşlarına yansıyan haberlere ve beyanlara şöyle bir bakalım

-Suudi Arabistan resmi haber ajansının (SPA) haberine göre, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz bir emir yayımlayarak, vinç kazasında hayatını kaybedenler ve engelli kalanların her biri için 1 milyon riyal (267 bin dolar); diğer yaralılara ise 500 biner riyal (133,5 bin dolar) ödeneceğini açıkladı.

-Hayatını kaybedenlerden her birinin 2 yakınının ve kazada yaralandığı için hac vazifesini tamamlayamayanların gelecek yıl Kral Selman'ın misafiri olarak ağırlanacağı belirtildi.

Sağolsun kral mı diyelim veya ne diyelim, sanırım kralın misafiri olmak büyük bir onur ve bunun acıları hafifleteceği de düşünülmüş...

-İnşaatı yürüten Bin Ladin Grubu’ndan bir mühendis Fransız haber ajansı AFP’ye vincin çökmesinin teknik bir sorundan kaynaklanmadığını, ‘takdir-i ilahi’ olduğunu söyledi.

- Olaydan sonra kaybolan ve eşinin ifadelerine göre hayatını kaybettiği belirtilen Erol Karağaçlı’nın (61) Trabzon Boztepe Mahallesi’ndeki evi taziye için gelenlerle doldu. Bahadır Karaağaçlı, “Allah, o kutsal topraklarda babamı aldı. Annemin yaralı olduğu bilgisini aldık” dedi. 

-Çeşitli haber ajanslarında çıkan bilgilere göre " Suudi Arabistan'da umre ya da hac ibadetini yerine getirmek için Kâbe'de bulunan ve burada hayatını kaybeden kişiler şehit sayılıyor. Bir kişi Kâbe yolunda kaza sonucu vefat etse bile şehit olarak adlandırılıyor. Vefat edenlerin cenazeleri yüzler açık biçimde kılınıyor ve Kabe Şehitleri Mezarlığı'nda defnediliyor.

-S.Arabistan temsilcisi gibi konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Ekrem Keleş ise, inşaatlar nedeniyle Kâbe’nin kapatılmasının söz konusu olamayacağını belirterek “Tarih boyunca tavaf hiç durmamış. Ama gerekli tedbirlerin de alınması gerekiyor. İnşaat bu yıl tamamlanacak” diye konuştu.

Bizim basın yayın organlarımızda çoğunlukla gerçekleşin olaya bu açılardan bakılıyor. O yüzden de böyle şeyler bizde defalarca aynı şekilde yineleniyor, tartışmanın "teknik" boyutu unutulup gidiyor.

Vinci üreten firmanın ülkesi olan Almanya’da ise tartışmalarda yukarıdakine benzeyen ifadeler pek geçmiyordu. Benzer bir olayla Sao Paulo’da da karşılaşan Alman firma ve vinç üreticileri işin teknik boyutuna odaklanmaya çalıştılar.

Olayın biraz derinliğine inelim, “kaza” neden oldu?

Yine haber ajansları Suudi Arabistan'da kurulmuş olan soruşturma komisyonunun, vinci hatalı şekilde bırakması nedeniyle kazada Bin Ladin Şirketler Grubu'nun da sorumluluğu bulunduğu sonucuna vardığını, söz konusu şirketin yönetim kurulu üyelerine soruşturma tamamlanana kadar yurt dışına çıkma yasağı getirildiğini, kralın yayımladığı emirde ayrıca, Maliye Bakanlığı ve ilgili tarafların Bin Ladin ve diğer gruplar tarafından yürütülen mevcut tüm hükümet projelerini gerekli kurallara uygunluğunun incelenmesi için derhal yeniden gözden geçirmeleri istendi.

Suudi Arabistan hükümetinin büyük projelerinden biri olan Kabe alanını geliştirme işini Cidde merkezli Bin Ladin grubu üstleniyor. Bin Ladin ailesinin Kabe’nin etrafını genişletme projesi kapsamında bazı taşeronlarla da anlaşmıştı. Türk şirketlerinin de Kabe yakınlarındaki Al-Bait projesinde çalıştıkları biliniyor. Kabe’yi genişletme projesinin 2020 yılında tamamlanması öngörülüyor. O yüzden de her yer bu vinç gibi devasa vinçlerde dolmuş durumda.

Sonunda Kabe'yi çepeçevre saran vinçlerden en büyüklerinden birisi, önceki hafta fırtınanın da etkisiyle devrildi. Hacı adaylarının üzerine düşen Alman malı Lieber marka vinç, Bin Ladin Şirketler Grubu’nun yürüttüğü Kâbe’yi Genişletme Projesi dahilinde ağır iş makinelerini ve yükleri Harem’in içine almak için kullanılıyordu. İddiaya göre vinç çok sık kullanılmadığından, 500 tonluk denge ağırlıkları da takılı değildi. Vinç ağırlıkları takılı olmadığı için şiddetli fırtına nedeniyle devrildi. 4’ü Türk 107 kişinin ölümüne neden olan olayda, tavaf alanına düşen vincin ‘bom’unun da ters yönde olduğu ortaya basın yayın organlarınca belirtildi.

Teknik olarak bu kazayı biraz analiz etmeye çalışalım, çalışalım ki en azından bu gibi olaylara nasıl bakmak gerekir bilelim, ders çıkaralım ama Kabe'de ama İstanbul'un göbeğinde ama Sao Paulo'da böyle bir katliam bir kez daha yinelenmesin. Evet, altını çiziyorum, bu bir kaza, felaket, facia falan değil düpedüz katliamdır.

Mobil vinç diye tabir edilen, kule vinçlerden farklı olarak bir yerden bir yere paletli veya lastik tekerlekli olarak gidebilen pek çok vinç çeşidi var. Teleskopik bomlu vinçler, kafes bomlu vinçler, lastik tekerlekli vinçler ve paletli vinçler... Bu olaydaki vinç ise kafes bomlu vinç ve bunlar yaklaşık 150 metre kadar yüksekliğe sahip olabilmektedir. Bu vinçler motor tahrikli davullar üzerine sarılı kablolar aracılığıyla kontrol edilmektedir.

Mekke'de kullanılan vincin tam tanımı "Yüksek Ağırlık Kaldıran Kafes Bumlu Paletli Mobil Vinç", Liebherr firması tarafından üretilen LR 11350 marka (burada no kapasiteyi belirtir) ve bu marka 1000 tonun üzerinde yük taşıyan vinçler arasında öne çıkan bir model. Tercih edilmesi ekonomik ve kolay bir şekilde parçalarının taşınabilmesi ve hızlı bir şekilde kurulabilmesinden kaynaklanıyor. Dizel motor, hidrolik kısım, elektrikli kısımlar ve operatör kabini ayrı birer ünite olarak taşınıyor ve birleştiriliyor. Çelik konstrüksiyondan oluşan bum sistemleri (taşıyıcı kollar) kule vinç gibi yüksek şekilde kurulsun veya daha kısa tutulsun (fotoğraflardan görebilirsiniz) son derece çok amaçlı kullanabilen bir vinç sunuyor, daha kısa, daha uzun yapabiliyorsunuz, gereksinime göre vincin boyutlarını değiştirebiliyorsunuz. Üretici firmanın iddiası mükemmel iş güvenliği standartları sunduğu ve her türlü çalışmaya son derece uygun, uyumlu bir vinç olduğu. Teknik özelliklerine şöyle bir bakalım:

 

En büyük Taşıma Kapasitesi

1,350 t (12 m yükseklikteyken)

En büyük Yükleme Momenti

22,748 tm

Ana bum sistemi

30 m - 150 m

Kafes Şeklindeki Vinç Kolu

12 m - 114 m

İskele Sütunu

42 m

Üst Yapı/Merkezi Denge Ağırlığı

340 t/30 t

Vinç Denge Ağırlığı

660 t

Makina Gücü

641 kW

Sürüş Hızı

0 - 1.08 km/h

Toplam Denge Ağırlığı (karşı ağırlık)

990 t

Liebherr firması sözcüsü, Baden-Württemberg eyaletinde yer alan Ehingen'den bir uzmanın hafta sonu Suudi Arabistan'a gittiğini duyurdu. Şirketin yereldeki şubesinden uzmanların da bölgede olduğu açıklandı. Kazanın aydınlatılmasının haftalar sürebileceği söylendi. İlk iddialar cuma günü şiddetli yağış ve fırtına nedeniyle devrildiğine ilişkin. Liebherr sözcüsü vincin Kabe'nin genişletme çalışmaları çerçevesinde inşaat makinelerini ve çelik taşıyıcıları kaldırmakta kullanıldığını söyledi. "Firma sözcüsü, Liebherr'in 2006'dan beri tüm dünyaya 30 adet benzer tipte vinç gönderdiğini söyledi. Şimdiye kadar bu modeldeki vinçlerden üçünde kaza yaşandı. “Bu kazaların hiçbirinde kazanın vincin teknik arızasından kaynaklanmadığını söyleyebiliyoruz” diyen firma sözcüsü yanlış kullanımların söz konusu olduğunu belirtti. Sözcü buna örnek olarak Brezilya'da 2013 yılında yaşanan kazayı gösterdi. Sao Paulo'da dünya futbol şampiyonası çerçevesindeki stadyum inşaatında vinç devrilmesi sonucunda iki işçi hayatını kaybetmişti" ( Deutsche Welle Türkçe).

Foto 1. Genel bir çalışma sırasında Mekke’dekine benzer bir Kafes Bumlu Mobil Vinç (cranemag.com)

27 Kasım 2013 yılında da benzer bir olay Dünya Kupası hazırlıkları kapsamında yapılan bir Itaquerao stadyum inşaatında meydana gelmiş ve iki işçi yaşamını yitirmişti. Burada kullanılan da aynı marka vinçti ve ana bumu 102 metre uzunluğundaydı. Liebherr firmasından Krabbendam kazayla ilgili yaptığı açıklamada ve konuyla ilgili hazırlanan raporlarda, esas nedenin yanlış ve güvensiz iş yürütümü olduğu, olaydan önceki günlerde yoğun yağış gerçekleştiği, bunun zeminde yumuşamaya neden olduğu, ancak her iki paletin altına kalın ahşap platform veya çelik platform konmadığı ve vincin devrildiği belirtilmişti.

Güvenlik açısından kritik elemanlar olan bumları taşıyan ayaklar toprağa battığı için vincin dengesi bozulmuş ve devrilme gerçekleşmiş diye özetleyebiliriz. İşi ilginci Liebherr yetkilisi bunu bir kaza olarka nitelendirmiyor ve aynen şu ifadeyi kullanıyor: Bir kaza eğer kazaen gerçekleşmişse kazadır, kazaen olabilmesi için de öngörülememesi gereklidir, yıldırım düşmesi gibi... Bu kaza hiç bir standarda göre bir kaza, kazaen olmuş olarak değerlendirilemez, işin doğrusu herhangi bir yönetici tarafından burada tüm etkenlerin seri halde öngörülebilmesi gereklidir. Bu olayda, bağlantı ve taşıyıcı elemanlara ne kadar yük bindiğinin kayıtlarının yaklaşık bir yıldan beri tutulmadığı da anlaşılmış. Yine aynı yetkili, Brezilyalı inşaat sektörünün önde gelen yöneticileriyle yaptığı konuşmada "İnşaat Sanayii çalışmak için tehlikeli bir yerdir" yanıtını aldığını da belirtiyor. Olay yerinde çelik levhalalrın da bulunduğu, ancak bunların ne bum ayaklarına ne de paletlerin altına konmadığı anlaşılıyor. http://www.heavyliftnews.com/accidents/fatal-crane-collapse-sao-paulo-world-cup-stadium).

Fikir vermesi açısından aşağıdaki videonun izlenmesini tavsiye ederim. Videoda, vincin arkasında yer alan kırmızı renkli bloklar denge ağırlığıdır ve devrilmemesi için nasıl kullanıldığı videoda görülmektedir. 

Elimizde net bilgiler yok, fotoğraflardan belli belirsiz bir şeyler anlayabiliriz. Ama temel olarak şunlar söylenebilir:

1. Yağıştan dolayı zeminde bir yumuşama olasılığı, zeminin beton olmasından dolayı yok gibi görünüyor. Ayrıca paletlerin altında metal veya ahşap levhalar yerleştirilmiş durumda gibi görünüyor.

2. Bu gibi vinçlerde temel bağlantı elemanlarına ve taşıyıcı elemanlara ne zaman ne kadar yük bindiği bilgisayar tarafından kayıt altına alınır ve bu bilgiler ışığında da güvenlik önlemleri uygulanır. Bu aşamada bu bilgiler elimizde olmadığından açıklanmasını bekleyeceğiz.

3. Benzer şekilde, rüzgar yükünün hesaplanması gerekir ki bu son derece önemlidir. Rüzgar yükünün hesaplanmaması veya dikkate alınmaması olaya neden olan etkenlerden birisi olabilir.

4. Bomun ters tarafta olması deniyor, ama ben bu ifadenin tam doğru olmadığını düşünüyorum. Dengeyi sağlayacak olan ve büyük bomu çekmek için kullanılan diğer kafes bom ile 102 metre uzunluğundaki bomun çalışmadığı zaman hangi açıyla ne şekilde durması gerektiğinin yine rüzgar yükü ve diğer faktörler ışığında hesaplanması gerekmektedir.

5. Kafes bumları dengelemek için denge ağırlıkları muhtemelen eksik ve yanlış bir şekilde yerleştirilmiştir. Fotoğraftan çok net anlaşılmasa da, merkez denge ağırlıkları (kabinin hemen arkasındaki kırmızı bloklar) ile esas denge ağırlığı (en arkadaki bloklardır, çelik halatlarla vince bağlanır genel dengeyi sağlar, videoda da görülmektedir) yanlış veya eksik şekilde yerleştirilmiş olabilir. Bağlantı noktalarında kopmalar, kırılmalar olabilir.

6. Son olarak periyodik bakım ve onarımla ilgili sorunlar olabilir. Özellikle esas denge ağırlığını vince bağlayan taşıyıcı elemanlar ve çelik halatlarda sorun olmuş olabilir.

Şimdi aşağıdaki iki fotoğrafa bakalım. İlk fotoğraf Mekke’deki olaya neden olan vinç. Vincin kabininde kırmızı içine alınan mahalde iki blok grubu görünüyor. Standartlara uygun mu konmuştur bilemiyoruz ama sonuçta her iki tarafta da var. Resmin en sağında yer alan ise, vincin devrilmemesini sağlayan esas ağırlık. Yukarıda teknik özellikleri sıralamıştık, merkezdeki ağırlıkların 340 ton civarı, en arkada yer alan ağırlıkların ise 640 ton civarı olması gerekiyor.

(Fotoğraf: guvenlicalisma.org)

İkinci fotoğrafa bakalım, burada bu tür vinçlerin denge ağırlıklarını daha net bir şekilde görebiliyoruz. En arkada esas dengeyi sağlayan bloklar ve merkezde yan yana iki denge bloku. 

(Liebherr web sitesi)

Genel olarak olayın bir panoramasını çıkarmış oldum. Tabii kapsamlı ve ayrıntılı açıklamalar sonradan yapılacaktır. Burada şunun altını çizelim, evet kapitalizmde insan yaşamının değeri yoktur, işçilerin yaşamlarına saygı, işçilerin bizzat mücadeleleri sonucunda gerçekleşmiştir. Bu bakımdan bir Alman işçisi, bir Türkiyeli işçiye veya Katar’da, S.Arabistan’da çalışan göçmen bir işçiye oranla daha “değerlidir”! Gelişkin kapitalist ülkelerdeki sınıf mücadelesi sonucu bu “değer” verilmek zorunda kalınmıştır.

Ama salt bir kapitalizm eleştirisi bize yetmeyecek, neden en büyük “felaket”lerin Hindistan, Malezya, Endonezya, Türkiye vb. ülkelerde olduğunu anlatamayacaktır. “Takdir-i İlahi”, “Allah’ın takdiri”, “kaza” ve benzeri söylemlerin yaygın olduğu, bilimsel ve teknik bakış açısı yerine dinin pek çok argümanının sokuşturulduğu yerlerde ölüm ve yaralanmalar kanıksanacak, gerçek nedenlerine odaklanılmayacaktır. Daha önce Laiklik ve İşçi Sağlığı-İş Güvenliği yazımda da belirttiğim gibi aydınlanma ve laiklik mücadelesi olmadan işçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesi olmaz!