İkinci kadınlar, 'erkeksizler' ve çizginin ötesi

Erkek egemenliğinin olanca kıyıcılığıyla hükmünü sürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Erkeğin bakan, onaylayan, beğenen, reddeden, küçümseyen, aşağılayan dev GÖZÜ, kadınların üzerinde.

Bakan gözün bir filtresi var. Filtreye tutunamayıp aşağı düşenin vay haline…

Erkeğin bakan ve not veren gözünde kimimiz fazla kilolu, “tombiş” tipleriz. Kadın dediğin ince, narin, minicik, bir lokmacık, pek bir kibar olmalı efen’im.

Amele küreği gibi iri ellerin, mum ışığıyla romantize edilmiş bir masanın üstünde avuç açtığını düşünemezsiniz(!)

“Yemeğin de salçalısı” ama bu da biraz fazla değil mi!!?  Ya o mafyatik bir oluşum gibi önden önden, insanın üstüne üstüne yürüyen büyük memelere ne demeli?!

Bu nedenle biz kadınlar çoğunlukla birkaç kilo verirsek hayatımızın değişeceğini düşünüyoruz. Bu kez zaferle çıkacağımız bir pazartesi diyetiyle, o lanetli nüfusun, “patriarkal artık nüfusun” bir parçası olmaktan kurtulabiliriz!

Yine de yetmez.  Lakin kadın dediğin bebek gibi olmalı efen’im!

Erkeğe olgunluk, seksilik katan o kırışıkların, hafif hafif şakak kenarlarına düşmüş o bilgece akların, bir kadını hemen çizginin diğer tarafına; “artık nüfusa”, “ilgimi çekmiyorsun” ABLA’ya  dahil ettiğini söylüyor bakan göz.

Tüm bu filtrelerden geçsek bile akılla marine edilmemiş bir “aptal sarışına”, zevksiz giyinen bir “dişi kıroya”, “varoş artı tiki”ye dönüşmemiz mümkün.

Filtre çok acımasız, birkaç kiloya, üç beş yaşa kurban gidebiliriz. Savaşı kaybetmek mümkün.

Kocasız ya da erkeksiz kalmak…evet, büyük felaket(!)

İşte bizler, erkek egemenliğinin modern cangılında pazartesi diyetiydi, botokstu, kırışık giderici kremdi maazallah “artık nüfusa” atılmayalım derdiyle uğraşırken(!); “düşmüşlerin”, “evde kalmışların”, çoktan “patriarkal artık nüfusa” dönüşmüşlerin, “abla/teyze” oluşu yedi cihanda tescillenmişlerin ya da beri tarafta “erkeksiz tazelerin” imdadına yetişmek isteyen birileri var.

Savaşı kaybedene el uzatmak isteyen birileri. Bu da nesi?

Diyorlar ki,  “eh madem ıskartaya çıktın, savaşı kaybettin, çoktan çizginin öte tarafına atıldın peki ‘ikinci eş olmayı düşünür müsün?’ ”

Evet, artık sanal dünyada adlı adınca İslami erkek çokeşliliği propaganda ediliyor, işlerlik kazanmaya çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde İngiltere ve Endonezya'dan sonra Türkiye’de de ikinci, üçüncü, dördüncü eş arayanlar için kurulan bir internet sitesi gündemimizdeki.

Site, "Günaha girmeden cinsel ihtiyaçlarını karşılamak isteyenlere, evlenecek biriyle karşılaşamamış hanımefendilere" hizmet verdiğini duyuruyor!

Şöyle buyurmuşlar:

“Tüm semavi dinlerin izin verdiği ve ülkemiz kültürüne uygun ikinci eş kurumu bazı sorunların çözümüdür; yoksulluk, yalnızlık ve fuhuş gibi... Amacımız insanımızın bu konuda en doğru tercihi yapmasına yardımcı olmaktır." (1)

Burada kadın adeta bir erkeksizlik batağından kurtarılır. Erkeksiz, yalnız, yoksul hatta fuhuş batağına düşme tehlikesinde bir kadın!

Siteyi kuranlardan biri, 45 yaşına gelmiş ve hala bakire olan bir kadın arkadaşından etkilendiğini söylüyor. Ne kadar da düşünceli bir penis kendisi!

Secondwife adıyla sanal alemdeki İslami erkek çokeşiliği, müftü nikahıyla, arabuluculukla vb. tüm bir yaşamın dinselleştirilmeye çalışıldığı kadın düşmanı politikalar içinde anlamlı bir zemin yakalıyor. Bir zamanlar gizli kapaklı, pek de gösterilmeden yapılan ikinci üçüncü eş evlilikleri artık göz önünde, kendini alabildiğine meşru addediyor ve bir tık ötenizde!

Peki biraz daha ötesi?

Yukarıda anlatılanlara eğer hala saftirik biçimde bu bir özgürlük meselesi diyen varsa…

2000’li yıllarda muhafazakâr tatlardan çok hoşlanan liberal aklı evvellerin bir iddiası vardı, onu hatırlatalım. Bu aklı evvellere göre bireylerin dilediğince yaşaması, yan yana “her türlü kültürün” var olması AKP’nin “demokratik devrimiyle” mümkündü. Neydi mümkün olan?

İşte burka da olsundu, şortlu kadın da olsundu, imam nikahı da olsundu, resmi nikah da, dileyen ikinci, üçüncü kadını eş olarak alabilsindi, ha bu arada eşcinseller, lgbti+ bireyler de özgürce var olabilsindi. Herkes kendi cemaatinde mutlu mesut yaşasındı.

Denklem öyle kurulmaktaydı ki tüm bu unsurlar aslında birbirinin garantisiydi.

Şimdi geldiğimiz noktada evlenecek çift neden müftü nikahı yaptırmadığını düşünüyorsa, şortlu kadın şeriata aykırı denilerek dayak yiyorsa, lgbti+ yurttaşın en basit dernek faaliyeti anayasal suç addediliyorsa, “tek kadınla kalmayın, ne muhtaçlar var” diyen evlilik siteleri açılıyorsa, garantiye alınanın “farklı kültürler” değil, şeriatçı rejimiyle AKP iktidarı olduğu ortadadır.

1-http://odatv.com/ikinci-ucuncu-dorduncu-es-arayanlar-icin-site-kuruldu-0712171200.html

http://www.dailymail.co.uk/news/article-5010691/Website-Muslims-second-wife-100k-users.html