Beethoven dinlerken akla gelen bir soru: Kurşunlanarak mı, "kurşun"lanarak ölmek?

Dünyada işlenen cinayetlerin 2012 yılındaki sayısı Birleşmiş Milletlerin raporuna göre 437.000 ve bu cinayetlerin 177.000 i , bir başka ifadeyle yaklaşık yüzde 41’i silahla işlenmiş. Ateşli silahlar cinayet işlemek için en kesin sonuç veren araç ve pek çok ülkede bireysel silahlanma teşvik edildiğinden olsa gerek, büyük oranda cinayetlerde tercih edilmiş. Evet, 2012 yılında 177000 civarında insan kurşunlanarak ölmüş (Global Study on Homicide 2013, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Bürosu Raporu).  Bu sayıya savaşlarda ölenlerin sayısı dahil değil, zira savaşlarda ölen insanların ne kadarının kurşunlanarak öldüğüne dair net bir bilgi yok, artık kitle imha silahlarıyla yüzer, biner katlediliyor insanlar… Dolayısıyla, “kurşun” yarasıyla, 2012 yılında “en az” 177000 kişinin öldürüldüğünü biliyoruz denebilir.  

Öte yandan bildiğimiz bir başka şey ise, “kurşun”lanarak öldürülen insanların sayısı! Dünya Sağlık Örgütü, her yıl tahminen 143000 kişinin "kurşun"lanarak öldürülmüş olduğunu belirtiyor, bir başka ifadeyle kurşun zehirlenmesi sonucu...

Peki Beethoven dinlerken bu mevzular nereden aklımıza geldi?

Beethoven’in ölümü ve cam armonikanın “sırrı”

Beethoven’ın ölümüne ilişkin pek çok hipotez bulunuyor. Şu anda da, tek bir neden net bir şekilde söylenemiyor. Bir süre, Tuna nehrinden tuttuğu balıklardan aldığı kurşunun ölümüne neden olduğu söylenmiş, sonrasında ise kendisine hediye edilen kurşun içerikli cam armonikadan dolayı aşırı kurşuna maruz kaldığı iddia edilmiş, bazı araştırmacılar doktorunun son dönemlerinde kurşun içerikli ilaçlar verdiğini bunun ünlü besteciyi öldürdüğünü, diğer araştırmacılar ise pek çok sağlık sorunu olduğunu bunların hepsinin bir araya gelmiş olabileceğini, kurşun maruziyetinin en fazla ilerletici olabileceğini yazıp çizmişlerdi.  

Amerikan Devrimi sırasında Fransa'yı ziyaret eden ünlü mucit ve sonrasında ABD başkanı olan Benjamin Franklin, 1761'de kendisinin icat ettiği 'cam armonika'yı ünlü besteciler Ludwig van Beethoven ve Wolfgang Amadeus Mozart'a tanıtmıştı. Her iki besteci de sonraki dönemde cam armonika için besteler yaptılar. Cam armonika, dönen bir mil etrafına yerleştirilmiş farklı büyüklüklerdeki şişme kristallerden oluşuyor. Armonika, müzisyenin parmaklarını nemlendirdikten sonra dönen camlar üzerine sürtmesiyle çalınıyor. Enstrümanın ilk çıktığı yıllarda kristal yerine kurşunlu cam kullanılıyordu ve farklı notaları belirlemek için cam parçaların üzerine farklı renklerde kurşunlu boya (sır) sürülüyordu.

Benjamin Franklin’in orijinal tasarımı baz alınarak yapılmış bir cam armonika

Illinois'deki Naperville Sağlık Araştırmaları Enstitüsü'nde geçenlerde saç kılları incelenen Beethoven'in saç kıllarında normalden 100 kat fazla kurşun bulmuşlardı. Enstitü'nün sonuç raporunda "Sağlık Araştırmaları Enstitüsü, Beethoven'ın kronik hastalıklarına neden olan ve ölümüne katkıda bulunmuş olan kurşun zehirlenmesinden muzdarip olduğu sonucuna varmıştır" ifadesi kullanılmaktaydı.(http://www.sjsu.edu/beethoven/collections_exhibit/beethoven_hair/scientific_testing/testno2/press_conference/ ). Pek çok araştırmacı da öncesinde Beethoven'in davranış bozukluğu ve sağırlık gibi hastalıklarından ve ölümünden kurşun zehirlenmesinin sorumlu olduğundan kuşku duymadıklarını söylemişlerdi.  Günümüzde artık kurşunlu camlar veya kurşunlu boyalar armonika yapımında kullanılmıyor. Beethoven’ın ölümüne dair ise tartışmalar hala sürüyor. Kesin olan bir şey varsa o da kurşunun ölümcül niteliği!

Cam armonikanın sesini ve nasıl çalındığını merak ediyorsanız, aşağıdaki videoda  Çaykovski’nin Fındıkkıran balesinden “Şekerleme Perisinin Dansı”nın müziğini cam armonika ile dinleyebilirsiniz…

VİDEO: Şekerleme Perisinin Dansı

Kurşun en eski meslek hastalığı kaynaklarından birisi

Meslek hastalıklarına dair tarih yazımı veya okumasına meraklı olanlar, antik Yunan’dan itibaren bazı saptamaların yapıldığını bilirler. Kurşun zehirlenmesi ҫok eski ҫağlarda bile tespit edilebilen bir zehirlenmedir. Romalılar zamanında, iҫilen şaraplar çok sek (dry) olduklarından, tatlandırmak için "defrutum" (üzüm suyu) ilave edilirdi. Koyu ve yoğun üzüm suyu, kurşun bir kapta, üzüm suyu ve bazı baharatların kaynatılması ile elde edilen, koyu kıvamlı bir madde idi. Bu işlem sırasında aҫığa çıkan "kurşun asetat",  şaraba şeker tadı kazandırırdı. Arkeologlar, eski Romalılar'ın diş ve kemiklerinde yüksek oranda kurşun bulmuşlardır (Tuğcu, K. Kurşun zehirlenmeleri ve tedavileri).

Hipokrat (MÖ 460-370) madenlerdeki kurşun zehirlenmesi üzerinde durmuş ve Romalı Pliny (MS 23-77) kurşun ve kükürdün zehirli etkilerini ele alarak, ilk kişisel korunma aracı olan deri maskeleri yapmıştır. MS 2. yüzyılda, Yunanlı doktor Galen kurşun zehirlenmelerinin patolojisini ve bakır ocaklarındaki asit buharlarının zararlarını incelemiştir. (Çelebi, M.) Kuşkusuz işyeri hekimliğinin kökleri İmhotep veya Hipokrat’a kadar gerilere götürülebilir, fakat çağdaş anlamıyla işyeri hekimliği Fransız Devrimi’yle ete kemiğe bürünmüştür. Gerçekten de işçilerin yaptıkları işler nedeniyle kas iskelet sistemi rahatsızlıklarına yakalandıklarına ilişkin veriler Ebers Papirüsünde vardı. Hipokrat kurşun zehirlenmesinin belirtilerini mükemmel bir şekilde tanımlamıştı, fakat işçilerin bu sorunlara karşı korunması için ilk somut adımlar Fransız Devrimi sonrasında atılmaya başladı. (Akalın, A.)

Kurşun, vücutta uzun süre atılmadan kalabilen bir madde olduğundan, kanda ve kemiklerde birikir. Bu maddenin uzun bir süre alınması ile; kalp ritmi bozulur, anemi, böbrek harabiyeti, felҫ, bunama ve dolaşım bozukluğu sonucu şahısta ölümle sonlanır.

Kurşun neden önemli diyoruz ve üzerinde duruyoruz? Yanıt basit erişkinlerdeki kurşun zehirlenmesinin %95’inin mesleksel kökeni olduğu gösterilmiştir. Kurşunun sanayide en önemli kullanım alanı akü üretimidir. Bunun dışında kimyasal maddeler ve pigmentlerde, boyalarda, seramik yapımında, kablo izolasyonunda, hadde ve diğer ürünlerde, alaşımlarda ve benzin katkısı olarak kuşun kullanılmaktadır. (Bakırcı N ve Bakırcı L.G., 2007). Geçmişte kurşun; bol, ucuz ve kolay işlenebilir olması sebebi ile pek çok endüstri alanlarında yaygın olarak kullanılmıştır. Boya sanayinde, seramikte, boru yapımında, lehimlerde, yakıt katkısı olarak (oktan yükseltici); akü sanayinde ve kozmetik eşya yapımında bol miktarda yararlanılmıştır. Geri kalmış ülkelerde satılan, göze sürülen "sürme"lerde aşırı miktarda kurşun vardır.

Artık kurşun ihtiva eden boyalar, kurşun su boruları, hatta kurşunlu kristal ve porselen eşyaların gelişkin kapitalist ülkelerde üretimi yasak. Bizde ise pek çok sektörde reklam vesilesi oluyor, örneğin kurşunsuz PVC sistemleri üretmek “yeşil üretim-yeşil bina” diyerek bir reklam aracı haline geliyor…

Demek ki, üretim sürecinin pek çok aşamasında kurşun kullanılıyor ve her yıl 143.000 kişi kurşun zehirlenmesi sonucu ölüyor. Tabii ki bu ölümlerin bir kısmı çevresel maruziyet (egzoz dumanlarından örneğin). Bu konuyu ilerleyen bölümde tartışacağız.

Yeri gelmişken, sayısal bazı veriler de verelim ki derdimizi daha rahat anlatalım. Gün de 0.6 mg’dan fazla kurşun alınıyorsa birikim söz konusudur. Kurşunla teması olmayan kişilerde kan kurşun seviyesi 15-25 mcgr/100 ml.’dir. 40 mcgr/100 ml.’yi geçmez. 40 mcgr/100 ml. üzerinde ise hastalık çanları çalıyor demektir.

Kandaki Kurşun Miktarı İle Hastalık Arasındaki İlişki (Centro Labotatuvarları Bilgi Notu)

İşçiye Ne İş Yaptığını Sorunuz…

Meslek hastalıkları konusunda, Türkiye’de büyük hizmetleri olan Haldun Silier’le yapılan bir söyleşiye bakalım, nasıl da özetliyor aslında söylemeye çalıştıklarımızı:

“Kurşun dünyanın en kötü maddesidir fakat hiç ayrılamadığımız bir maddedir; yani 5000 yıldan beri insanlar kurşundan ayrılamaz. Ta mumyaların kafalarına baktığınız zaman röntgende kurşun zehirlenmeleri alametlerini görürüz. Kurşunun etki yapmadığı şey yok, kurşun böbrekleri bozar, kurşun beyine gider, beyinde birikir ani ölümler yapar, kurşun ondan sonra karaciğeri bozar, kurşun adaleye birikir, mafsallara birikir, diyorum ya ne kadar hastalık varsa kurşun zehri.

(...)

Sinirlerdeki tahribat, merkezi sinir sisteminde çevre, el, kol sinirlerinde büyük tahribat, yani el felçleri yapar. O zaman eğer dikkat edilirse, psikolojik testlerde sapmalar gözükür, bizim İstanbul Meslek Hastalıkları'nın araştırmasıdır bu. İtalyanlar cıva üzerine çalışıyorlardı 1973'lerde; onlardan ziyaretimiz esnasında gördük; biz kurşun üzerine on sene çalıştık psikologlarımızla. (Vatansever (ed.); 2011:31-32)

Burada Silier'in yaptığı çok temel olarak meslek hastalıkları konusunda ilk araştırmaları yapan ve "iş" ve "hastalık" arasındaki neden sonuç ilişkisini ortaya koyan Ramazzini'nin sorduğu soruyu sormaktır: “İşçiye adını sormayın… Adından önce mesleğinin ne olduğunu bilmeye gereksinmeniz var.”

Beethoven'dan Karabük'e, bir iddianın peşinde...

Tarih 17 Temmuz 2013, Marzınc Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dalbeler diyor ki:

“Son günlerde MARZİNC AŞ çalışan işçilerimizin kurşun zehirlenmesi geçirdiği ve hastaneye yattıkları tedavi gördükleri gibi gerçek dışı beyanları içeren kamuoyunu da yanlış bilgilendiren  haberlere yönelik cevap hakkımız  doğdu, bunları üzüntü ile takip etmekteyiz,  İnternet medyası, Televizyon ve radyolar , gazeteler sayesinde bilgiye artık çok rahat ve çabuk ulaşılmakta keşke bu haberlerin doğrulukları ve sebep sonuç ilişkileri de araştırılsaydı  biz buraya ilk geldiğimizde ne dedik, 1) Yasal taahhütlerimiz olacak dedik,  2) Şeffaf olacağız dedik, şunu hemen açıkça belirteyim bu işletmelerde çalışanların zehirlenmesi söz konusu değil, Kimseninde tedavi gördüğü falan yok,  olay zehirlenme değil Etkilenme ve nedenleri sonuçları olayıdır, yani zehirlenmek ile etkilenmek arasında fark vardır"

Evet, ilerihaber.org'da daha önce Karabük'te bulunan Marzinc fabrikasındaki işçilerin ağır metal/kurşun zehirlenmesi sonucu hastalandıkları ve iki işçinin ise öldüğü iddialarına yer verilmişti. "İddia" diyoruz ve önce "iddia"lara yanıt veren Dalbeler'in beyanını hemen yukarıda belirtiyoruz. Nolur nolmaz, haber sitemizin yasal süreçlerle başı ağrımasın...

Öte yandan, Karabük'ten ilerihaber.org sitesine ulaşan bazı iddialara da yer vermek ve yazımızda anlattıklarımızla bağlantılandırmak da zorundayız. Bursa’nın Mustafa Kemal ilçesinde kurulup halkın tepkisi ve Bursa 1.idare mahkemesinin kararı sonucu  kapatılan Marzinc şimdi de işsizliğin yoğun olarak yaşandığı  kentlerden Karabük’te faaliyet göstermeye başlamıştı. Hurda süreci sonucu ortaya çıkan baca tozlarını tekrar üretime kazandırmak ve baca tozunda ki çinko metalini yeniden kazanmak amacıyla kurulan Marzinc tesisinde iddialara göre işçilerin kanında ölüme neden olabilecek düzeylerde kurşun çıkmasına neden oluyor. Çünkü ilerihaber.org muhabirlerine de iletilen şu: Karabük’te açıldığından bu yana halkın şüphesini çeken tesiste yaşanan son olay Karabük Ovacık nüfusuna kayıtlı 39 yaşında ve iki çocuk babası olan Ahmet Aydın’ın dün kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmesi olmuştu. Ailesinin kuşkuları üzerine otopsi istenmişti, resmi bir açıklama veya aileden bir açıklama henüz gelmedi. Öncesinde ise işçi  Osman Okuroğlu’un hastalanıp yaşamını yitirmesi dikkat çekmiş, müteveffanın kanında yoğun miktar da kurşun ve ağır metaller bulunduğu iddia edilmişti. Okuroğlu yoğun öksürük şikayetiyle kaldırıldığı hastane de yaşamını yitirmişti. Diğer yandan otopsi raporunda zatüre sonucu ölüm yazması kentte yaşayanların tesis hakkındaki şüphelerini gidermemişti. Daha öncesine gittiğimizde ise Marzinc'te çalışan 130 işçiden başta 16’sının sonradan da 46'sının çalıştıklarının 6. Ayında Ankara’ya Mesleki Hastalıklar Hastanesi’ne sevk edildiğini hatırlayalım. Daha sonra ise basın yayın organlarına yansımıztı; MARZINC işçilerinin hemen hepsinin kanlarında kurşun başta olmak üzere çeşitli ağır metaller normal değerlerin çok üzerinde çıkmıştı.  Dahası fabrikanın bacalarından çıkan DİOKSİN ve FURAN gazlarının, normalin çok üzerinde bacalardan dışarıya salındığını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevlileri tespit edilmişti. Bu tesisin en yakın yerleşim birimine 20 km olması gerekirken KARABÜK OSB (Organize Sanayi Bölgesi) merkeze 7 km ve içinde ve çevresinde yani yanıbaşında yerleşim birimleri bulunmakta.

Meslek hastalıkları arasında ilk sıralarda yer alan kurşun zehirlenmesine şöyle bir değindik ve gözümüzü de Karabük'e diktiğimizi belirtmiş olduk! Okurlarımızın Karabük'le ilgili her türlü iddiayı ilerihaber.org sitesine aktarabileceğini söyleyerek, kurşun meselesinin daha çok ama çok tartışma gerektirdiğini belirtelim ve söyleneceklerin bir kısmını haftaya bırakıp şu kurşunsuz benzin dedikleri nedir biraz tartışalım bakalım... Haftaya kurşun üzerinden bir dünya turu yapacağız...

Yazıda kullanılan kaynaklar:

http://karabukgundem.com/marzinc-bugun-14-oo-de-aciklama-yapacak.html

http://www.birgun.net/news/view/marzinc-zehir-sacmaya-devam-ediyor/2824

http://www.kocaelisistemlab.com/meslek-hastaliklari-kanda-kursun.asp

İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kavram ve Kurallarının Gelişimi, Mustafa Çelebi, www.academia.edu

Akalın A., İşyeri hekimliği nedir, işyeri hekimleri ne yaparlar? http://insanbu.com/a_haber.php?nosu=1266

Bakırcı N., Bakırcı L.G. 2007. Bir Akü Fabrikasında Çalışan İşçilerde Kurşun Maruziyetinin Değerlendirilmesi, Marmara Medical Journal, Cilt 20, Sayı 2, Sayfa(lar) 066-074

Vatansever, Ç. (2011). "Haldun Silier ile söyleşi; Tarihe Tanıklık”. Testi Kırılmadan, İşçi Sağlığı ve Güvenliğinde Önleyici Yaklaşım-Açık Radyo 94.9 programı röportajları içinde, Editör: Çiğdem Vatansever, , Artı Sağlık Çevre Ltd. Yayını, İstanbul

Tuğcu K., Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı F.A.A.P. Kurşun zehirlenmeleri ve tedavileri, www.anneoluncaanladim.com/yazarlar/21/kadir-tugcu/1444/kursun-zehirlenmeleri-ve-tedavileri

Global Study on Homicide 2013, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suçla Mücadele Bürosu Raporu

http://www.glassarmonica.com/