Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Yeni çıkan kitaplardan sizler için derlediklerimizi beğenilerinize sunuyoruz. Keyifli okumalar…

İleri Kitap

ARAMIZDAKİ AĞAÇ – SEMA KAYGUSUZ

Sema Kaygusuz’un düz yazılarını bir araya getirdiği Aramızdaki Ağaç 21 yazıdan oluşuyor. 
"Şimdi diyorum ki dost, aramıza koyacağımız udu henüz hak etmedik biz. Meragi’nin bestelediği Şirazi güftelerinden bihaber kan koklayan vahşi hayvanlar gibi kör olası cahilliğimizle ömürsüz güzelliği arıyoruz yüreğimizde. Ne kültürsüzlükle ne de savaşla açıklanabilecek bir nasipsizlik bizimkisi. İnsanı anbean çürüten meraksızlık. Diyorum ki, gel yürekten bir meydan okumayla aramıza ud-i mükemmel’i koyalım. Parçalamak için ama. Telleri sökerek deneyelim önce, ud-i ekmel olalım. Baktık olmuyor, anlayamadık, bir tel daha söküp kâmil olalım. O da olmadı hamlığı göze alıp telsiz bir tekne yapalım seninle, yahu bundan saz olur mu diye birbirimize soralım. O da olmadı öd ağacının kaba kütüğüyle baş başa, bomboş, apaçık, yapyalnız olalım.
Dost. Mümkünse bir ağaç bulunsun aramızda. Kendi ödümüzdeki arzudan başlayalım."

KÜNYE: Aramızdaki Ağaç, Sema Kaygusuz, Metis Yayınları, 2019, 120 Sayfa

OZ BÜYÜCÜSÜ - LYMAN FRANK BAUM

1900 yılında yayımlanan Oz Büyücüsü, yazarı L. Frank Baum’un ifadesiyle “merak ve eğlencenin korunduğu, kederin ve kâbusların dışarıda bırakıldığı modern bir masal” olmayı amaç edinir. Amerikan edebiyatının ilk masalı olarak görülen eser, 1890’ların Amerika’sındaki ekonomik, politik ve toplumsal durumun sembolik bir alegorisi olarak değerlendirilir ve Batı’daki çiftçilerin durumunu, dönemin altın piyasasını ve İç Savaş’tan sonra çalışamayıp ekonomik sorunlar yaşayan işçileri sembolize eden unsurlar taşıdığı ileri sürülebilir. Söz konusu alegorik özelliği ve hayali öğeleriyle hem çocuklara hem de yetişkinlere hitap eden bu klasikleşmiş eser, bir kasırgaya kapılan küçük Dorothy ile köpeği Toto’nun Kansas’ın uçsuz bucaksız çayırlarından fantastik Oz Diyarı’na uzanan yolculuğunu ve bu serüvende edindikleri sıra dışı dostları anlatır. Çıktıkları zorlu ve tuhaf yolculukta Korkuluk beynini, Teneke Adam kalbini, Aslan da cesaretini ararken Dorothy’nin tek istediği Kansas’a, teyzesiyle eniştesinin çiftliğine geri dönebilmektir. Ne de olsa insanın evi gibisi yoktur…

KÜNYE: Oz Büyücüsü, Lyman Frank Baum, Çevirmen: Volkan Yalçıntoklu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2019, 144 Sayfa

DUYGUSAL AJANLAR - DORİS LESSİNG

İnanmak ya da inanmamak: İşte tüm mesele bu.
Duygusal Ajanlar, 2007 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Doris Lessing'in, fantezi ve felsefeyi harmanlayan politik bilimkurgu başyapıtı "Argos'taki Kanopus Arşivleri" dizisinin beşinci ve son cildi.
Lessing’in, milyonları “yönlendiren” yöneticilere karşı uyarı niteliğindeki bu politik romanı, üstü örtülü şekilde Fransız İhtilali’nden, II. Dünya Savaşı’ndan ve Nazilerin yarattığı yıkımdan bahsederek; sosyo-politik göndermeleri ve hatta yer yer psikosomatik çıkarımlarıyla dikkatleri üzerine çekiyor.
Söylem ve manipülasyonun gücünü ve tehlikesini vurgularken tarihsel gerçekliklerden de ilham alan Duygusal Ajanlar, Niran Elçi’nin pürüzsüz çevirisi ve Delidolu’nun özenli baskısıyla ilk kez Türkçede!
Kanopus’un hükümranlık alanının çok ötesindeki Volyen İmparatorluğu büyük kargaşa içinde. Manipülasyon, yalan, kandırmaca ve “Söylem” sayesinde, yönetim kademesi, halkı köleleştirmiş. Üstelik, bu konuda o kadar yetkinler ki, gözlem için gönderilen Kanopus ajanı Incent bile etkilenmiş, nesnelliğini yitirmiş, gerçeklik algısını kaybetmiş… Şimdi, tedavi ve yeniden yapılanmadan başka çare yok.
Şikeste ile başlattığı “öznel dünya tarihini” Duygusal Ajanlar ile nihayete erdiren Doris Lessing, belagatin gücünü dünya tarihinden örneklerle vurguladığı bu politik bilimkurgu romanında, inanmak ile inanmamak arasındaki o ince çizginin köklerine iniyor.

KÜNYE: Duygusal Ajanlar, Doris Lessing, Çevirmen: Niran Elçi, Deli Dolu Yayınları, 2019, 268 Sayfa

KARL MARX VE DÜNYA EDEBİYATI - S. S PRAWER

Karl Marx ve Dünya Edebiyatı, Marx’ın edebiyatla ilişkisine odaklanan eşsiz ve öncü bir yapıt. Marx’ın edebiyatla bir okur, bir düşünür, bir yazar ve bir baba olarak sanıldığından ve bilindiğinden çok daha yakından ilgili olduğunu sistematik bir şekilde ortaya seren Prawer’a göre, Marx’ın ve eserlerinin ayırt edici özelliklerinden biri de edebiyatla kurduğu sıradışı ilişkidir.
Marx, dilin saflığını ve doğruluğunu ilgilendiren her konuda titiz bir yazardı. Bu yüzden Goethe, Lessing, Shakespeare, Dante ve Cervantes’i kendine üstat olarak seçmiş, onların eserlerini neredeyse her gün okumuştu. İktisadi gerçekleri ve tutumları akılda kalıcı bir şekilde özetleyen sözler bulmak için Latin klasiklerini didik didik etmişti. Edebî alıntı ve göndermeleri okurlarıyla kültürel bir etkileşim yaratmak için nasıl kullanabileceğini daha gazetecilik yıllarında keşfetmişti. Başta Kapital olmak üzere yazdığı bütün metinlerde popüler balad, şarkı, tekerleme, mitolojik hikâye, özdeyiş, masal, şiir, oyun ve destanlara göndermelerde bulunmuştu. Sadece yabancılaşmaya karşı zafer kazanma ve daha adil bir topluma ulaşma yolunda edebiyatın ve sanatın hayati bir rol oynadığına inanan bir düşünür değildi Marx; kızlarını büyütürken müthiş bir hikâye anlatıcısıydı da. Farklı dillerdeki şiirleri ve oyunları yüksek sesle okur, bunların anlamları kadar seslerin ritimlerinden de zevk alırdı. Dostlarına Shakespeare’in ve Dickens’ın eserlerinden adlar takmaktan hoşlanırdı. Yunanca, Latince, İspanyolca, Rusça, Fransızca, İngilizce ve Almanca edebî eserleri hem eğlenmek hem de öğrenmek amacıyla okuyan bir kitap kurduydu. Evinde düzenli olarak Shakespeare okuma toplantıları yapılan Marx için Rus ziyaretçisi Maksim Kovalevski boşuna “fazlasıyla kültürlü bir İngiliz-Alman centilmeni” dememişti…
Karl Marx ve Dünya Edebiyatı, işte bu sıradışı “centilmen”in edebiyatla kurduğu içten ve derinlikli ilişkinin benzersiz bir dökümü…

KÜNYE: Karl Marx ve Dünya Edebiyatı, S. S Prawer, Çevirmen:   Selin Dingiloğlu, Ezgi Kaya, Yordam Kitap, 2019, 384 Sayfa

ELLEN WİLKİNSON BİR SOSYALİST VE FEMİNİSTİN HAYATI - LAURA BEERS

Korkusuz bir feministti Ellen Wilkinson. Kızıl saçlarıyla her yerde kendini belli eden, ne olursa olsun mücadelesinden vazgeçmeyen başarılı bir kadın. Sadece Britanya sınırlarında değil, tüm dünyada adaleti sağlamanın peşindeydi. Halka seslendi, parlamentoda saatler süren oturumlarda yılmadan görüşünü savundu, iki yüz işsiz erkeğin hükümete taleplerini iletmek için yaptığı beş yüz kilometrelik yürüyüşe liderlik etti. 

Laura Beers uzun yıllar süren araştırmasının ürünü olan Ellen Wilkinson: Bir Sosyalist ve Feministin Hayatı kitabında bir yandan 20. yüzyılın tutkulu feministinin yaşamöyküsünü anlatırken bir yandan da savaş atmosferindeki dünyanın sorunlarının izini sürüyor.

KÜNYE: Ellen Wilkinson: Bir Sosyalist ve Feministin Hayatı, Laura Beers, Çevirmen: Cemre Ömürsuyu Seyis, HepKitap, 2019, 584 Sayfa

ÜSTAT PİRE: İKİ ARKADAŞIN BAŞINDAN GEÇEN YEDİ MACERA - E. T. A. HOFFMANN

Çekingen mizaçlı Peregrinus Tyss, bir Noel akşamı hediyeler götürdüğü bir evde esrarengiz Dörtje Elverdink'le karşılaşır. Dörtje başının dertte olduğunu söyleyerek ondan kendisini evine almasını rica eder. Bu sırada kentte bir pire terbiyecisi ve mikroskop ustası, pirelerinin ve güzel yeğeni Dörtje'nin ortadan kaybolduğundan yakınmaktadır. Peregrinus Tyss'ün arkadaşı George Pepusch da Magusa'lı Prenses Gamameh olduğunu iddia ettiği Dörtje'yi aramaktadır. Peregrinus, uzun zaman pire terbiyecisinin elinde tutsak olan ve şimdi kendisinden korunma talep eden Üstat Pire'yle yakınlık kurar. Pire aslında Prenses Gamameh olan güzel Dörtje'den kaçmaktadır ve Peregrinus'a Dörtje'nin onu asla ele geçirmemesi gerektiğini söyler. Yoksa pire halkı sonsuza dek tutsaklığa mahkûm olacaktır. Peregrinus, Dörtje'den etkilense de Üstat Pire'yi koruyacağına söz verir.

İlk kez 1822'de sansürlenerek yayımlananÜstat Pire'de Hoffmann, Alman romantizminin gözde yazın türü olan sanat masalının seçkin örneklerinden birini sergiler. Hoffmann'ın, dönemin Prusya'sına hâkim demagojik unsurları karikatürleştirdiğiÜstat Pire, fantastik öğelerle bezeli gerçek bir taşlamadır.

KÜNYE: Üstat Pire, E. T. A. Hoffmann, Çevirmen: Bilge Uğurlar, Türkis Noyan, Can Yayınları, 2019, 200 Sayfa

DAHA FAZLA