Vitrin: Yeni Çıkanlar

Vitrin: Yeni Çıkanlar

Her yıl kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzlerin katlanarak arttığı ülkemizde, bunun karşısında aktif bir mücadele hattının mutlak örülmesi gerektiğini düşünüyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün arifesinde İleri Kitap olarak biz de Vitrin’imizi yeni çıkanlar arasından seçtiğimiz kadın kitaplarına ayırdık. Tüm kadınların 8 Mart’ını kutlayarak bol kitaplı bir hafta dileriz.

KARDEŞİNİ DOĞURMAK – BÜŞRA SANAY

Kardeşini Doğurmak elini taşın altına koymaktan çekinmeyen bir kalemin ürünü… “Direkt büyüdüm, büyüttüler”

“Büşra Sanay insanlığın  en karanlık noktasına, en bağışlanmaz suçuna büyük bir cesaretle eğiliyor ve ne kadar acı olursa olsun gerçeğin gözünün içine bakmaya çağırıyor bizi. Belki de arınma, bu yüzleşmelerle gelecek. Büşra gibi duyarlı insanların acı çekme pahasına yazdığı, böyle önemli kitaplarla… Okurken sarsılacaksınız hem de çok sarsılacaksınız. Sanırım gerekli olan da bu…”

- Zülfü Livaneli - 

Türkiye’nin en mahrem yerinde görülmeyen, görmezden gelinen bir yara: Ensest. CNNTürk haber spikeri Büşra Sanay, yıllarca süren titiz bir çalışmayla ensest mağdurlarından ailelere, sosyologlardan ilahiyatçılara, hukukçulardan eğitimcilere, psikologlardan adli tıpçılara kadar her kesimden insanla konuşarak Türkiye’nin ensest tablosunu ortaya çıkardı. (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE:  Kardeşini Doğurmak, Büşra Sanay, Doğan Kitap, 2018, 372 sayfa.

 

SULA – TONİ MORRİSON

 Edebiyat tarihine armağan ettiği ölümsüz karakterler ve çarpıcı kurgularla dünya edebiyatının önde gelen isimlerinden, Nobel ve Pulitzer ödüllü yazar Toni Morrison ırk ve cinsiyet ayrımcılığını görünür kılan romanlarıyla okurların belleğinde eşsiz bir yer edinmiştir. Kadın olmanın kuşatılmışlığını birlikte, yoksulluk ve yoksunluk içinde büyürken öğrenen iki kız arkadaş üzerinden suçu dahi paylaşmanın, aşkın ve ihanetin çarpıcı hikâyesi Morrison’un şiirsel dilinde hayat buluyor.

Toplumsal normları kabullenişle, kendini bulma ve özgürleşme çabasının çelişkisi dönemin çetin atmosferinde gitgide çözümsüz bir hal alırken, farklı olana karşı duyulan korkunun birleştirici gücü Morrison’un usta kalemiyle gözler önüne seriliyor. Güvendikçe yara almanın, sahiplenişin yarattığı esaret korkusunun, yaralara ama en çok da yaralayanlara duyulan özlemin, bütün olma, tamamlanma arayışının ve her şeye rağmen ayakta kalmanın; kadın olmanın incelikli hikâyesi: Sula.

(Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Sula, Toni Morrison, Çeviri: Ülker İnce, Sel Yayıncılık, 2018, 188 sayfa.

ŞİİRLER - SAPHO

Sappho şiirinin eşsizliğinin, belki de kolu bacağı kırık Antikçağ yontularının güzelliğini andıran gizemli eksiltilerinden kaynaklandığını söylüyor Samih Rifat önsözünde. Yaşamı üstüne de söylenceler dışında çok fazla kesin bilgiye sahip olmadığımız Sappho’nun yapıtından geriye birkaç eksiksiz şiir dışında kırık dökük parçalar kalmış sadece. Ne var ki o tek tük, bağıntısız gibi duran imgeler, sözcükler öyle yeğin ki, pekâlâ çağdaş bir ozanın müthiş bir özveriyle bu eksiltileri yıllar yılı oymaya çalıştığına inanabilir okur. Öyle ya, o eskilerdendir aslında, iyice eskilerden, şiirin uzak ve ölümsüz kaynaklarından...

Poe’yu Fransızcaya kazandıran Baudelaire’in İngilizcesinin o kadar da eksiksiz olmadığı söylenir kimi zaman; örneğin aynı işe soyunan Mallarmé’den daha gedikli bir İngilizceye sahip olduğu... Ama, denir, Fransızcayı o kadar iyi biliyordu ki, Baudelaire’in Poe’su çeviri başyapıtlarından biridir. İngilizceyle Fransızcayı bilen okur Poe’yu elbet özgün dilinden okumalı ama belki bir de Baudelaire’den, Mallarmé’den dinlemeli şiirleri... Türkçede ilk çevirisi değil bu Sappho’nun. Söylencelerle işlenmiş bir yaşamdan geriye kalan bir lirizm anıtı, yontusu Sappho şiiri. Hanidir bu şiir ve yaşam üstüne araştırmalar sürüyor, yabancı dillerde farklı farklı Sappho çevirileri, Sappho üstüne kitaplar yayımlanıyor. Bu bilmece son bulgular, son düşünceler ışığında nasıl görünecek gözümüze: Buyurun, ölü dilin Lesbos’lu ozanını bir de Samih Rifat’tan dinleyelim... (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Şiirler, Sapho, Çeviri: Samih Rifat, Yapı Kredi Yayınları, 2018, 100 sayfa.

 

KAYBOLUP GİDEN BİR KADIN – WİLLA CATHER

Kaybolup Giden Bir Kadın, Willa Cather’in belki de en ünlü yapıtı. 1923’te yayınlanan roman, Marian Forrester’in, içi yaşama tutkusuyla dolu, büyüleyici bir kadının öyküsünü anlatıyor.  Kocası emekli demiryolu müteahhidi Yüzbaşı Forrester kendisinden oldukça yaşlıdır. Olaylar, Batı Amerika’nın uçsuz bucaksız düzlüklerini kat eden demiryollarının yapıldığı dönemde, kurmaca bir kasabada Sweet Water’da geçer. Yeni ekonomik gelişmeler karşısında yüzbaşının inandığı değerlere bağlılıkta direnmesi hem onu, hem evini yıkıma sürükler. Ölümünden sonra karısı Marian parasal sorunların, yaşama tutkusunun getirdiği bunalım içinde bocalar, giderek tükenir.  Önceleri herkesin hayran olduğu, saygı duyduğu kadın, kasaba halkının kınadığı, değer vermediği bir kadın olur ve kaybolup gider. Ta ki,  bir rastlantı sonucu,  olup bitenlere tanıklık eden Niel onunla ilgili bir şeyler işitinceye kadar.

Kaybolup Giden Bir Kadın, incelikli bir duyarlıkla örülü bir yapıt, gerek sözcük seçimi, gerek sözdizimiyle bir şiir tadında. İç fırtınaların taştığı, dışa vurduğu bölümler,  çarpıcı, gerilimli bir tiyatro yapıtı sahnesi kadar etkileyici. Ve bütün bunlar olağanüstü bir sadelik içinde… (Tanıtım Bülteninden)

KÜNYE: Kaybolup Giden Bir Kadın, Willa Cather, Çeviri: Faruk Ersöz, Helikopter Yayınları, 2018, 120 sayfa.

 

BENİM ADIMLA TOPLANIN – MAYA ANGELOU

Maya Angelou hayata yenik başlar: Henüz on yedi yaşındadır, zencidir, kadındır ve bekâr bir annedir. Üstelik, parası ve hayatta ne yapmak istediğine dair hiçbir fikri yoktur. Bebeğine bakabilmek için kötü restoranlarda aşçılık yapar, orduya yazılmayı düşünür, gece kulüplerinde dans eder, uyuşturucu kullanır, hatta bir genelevde bile çalışır. Sık sık âşık olur, beyaz atlı prensin onu kurtaracağına dair hayaller kurar, oysa hayatın gerçekleri bambaşkadır. Genç Maya, bütün engellere rağmen asla boyun eğmez ve kendini aramaktan vazgeçmez.

Maya Angelou’nun otobiyografik romanlarının Modern Klasikler serisinde yayımladığımız ilk halkası Kafesteki Kuş Neden Şakır, Bilirim’in kaldığı yerden devam eden Benim Adımla Toplanın, genç bir kadının dünyayı ve kendini keşfetmesinin hikâyesi. Angelou zorluklarla dolu geçmişini umut, mizah ve şefkatle anımsıyor. Yolunu bir kez olsun şaşırmış herkes için ilham verici bir roman. 

“Angelou gözüpek, pervasız, toy genç kızlığının süslenmeye ihtiyacı olmayan hikâyesini samimiyetle anlatıyor.” - THE NEW YORKER – (Tanıtım Bültenimden)

KÜNYE: Benim Adımla Toplanın, Maya Angelou, Çeviri: Doğacan Dilcun Doğa, Everest Yayınları, 2018, 220 sayfa.

DAHA FAZLA