Tıp Bayramı'nın 100. yılı: Sağlık emekçileri bu yıl da kutlayamadı

Tıp Bayramı'nın 100. yılı: Sağlık emekçileri bu yıl da kutlayamadı

14 Mart Tıp Bayramı Haftası dolayısıyla sağlık emekçileri ülkenin dört bir yanından seslerini yükseltti. Emekçilerin ortak haykırışlarında, AKP'nin sağlık politikalarına yönelik tepki duyuldu.

AKP’nin piyasacı ve rantçı sağlık politikalarının sonucu olarak hem sağlıkçıların çalışma koşullarının kötüleşmesi ve üzerlerindeki baskı, hem de yurttaşların sağlık hizmetlerine ulaşımı açısından ‘bayram’ havasından uzak geçirilen 2019 yılının 14 Mart Tıp Bayramı haftası dolayısıyla, sağlıkçılar birçok kentte eylem ve basın açıklamaları yaptı.

İSTANBUL

İstanbul’da Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası (İTO) tarafından Beyoğlu’ndaki Taksim Atatürk Anıtı önüne önce çelenk bıraktı, ardından ise basın açıklaması yaptı. Açıklama için anıt etrafında bir araya gelen hekimler, polis bariyerleri ile karşılaştı. Bariyerlerin içine alınan hekimler anıtın önüne çelenk bıraktı.

‘GÜNDE ORTALAMA 40 SAĞLIK ÇALIŞANI ÖLDÜRÜLME TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA’

TTB Merkez Konseyi Üyesi Samet Mengüç tarafından burada yapılan açıklamada, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlardan bahsedildi. Mengüç, “Ne yazık ki son yıllarda bayram havasında kutlayamıyoruz. Çünkü sağlık çalışanları ciddi bir iş yükü altında, ciddi bir baskı altında. Günde ortalama 40 sağlık çalışanı şiddete, tacize maruz kalıyor. Hatta öldürülme tehdidi ile karşıya karşıya kalıyor. Her şeye rağmen yarın da yapacağız bu mesleği” dedi.

‘HEKİMLER HER ZAMAN İNSAN HAKLARINDAN YANA OLDU’

İTO Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip tarafından okunan ortak açıklamada ise “Hekimler her zaman bilimden, aydınlanmadan, laikten, bağımsızlıktan, barıştan ve özgürlüklerden yana oldu. Hekimler, bulaşıcı hastalıklara karşı nefer ve deprem mağdurlarına şifa, doğanın talanına, nükleer belasına karşı durdular. Her zaman iyi hekimlik ve insan haklarından yana oldular. Etik ve deontolojik değerleri korumaktan vazgeçmediler. Sağlıkta yaşanan sorun ve yetersizlikleri ülkedeki yönetim anlayışından, önceliklerinden ve tercihlerinden ayrı düşünülemeyeceğini savundular” dedi.

17 MART’TA BÜYÜK HEKİM YÜRÜYÜŞÜ

“14 Mart Tıp Bayramı bizler için her zamankinden daha anlamlıdır. Her zamankinden daha canlı, daha heyecanlı ve daha coşkuluyuz. Tıp Bayramı’nın 100’üncü yıla özel görkemli bir yürüyüş gerçekleştireceğiz. İlk olarak 17 Mart Pazar günü 13.00’te Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bahçesinde toplanıp ve Haydarpaşa Tıbbiyesi’nin önünde saygı duruşu yapacağız. Haydarpaşa Tıbbiyesi önünden ‘iyi hekimlik, sağlık hakkı, demokrasi, barış ve özgürlük’ talebiyle miting yaptığımız Kadıköy İskele Meydanı’nda, hekimlerin yüzüncü yıl bildirgesini kamuoyuna açıklayacağız”

ANKARA

Ankara’da ise Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES); Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, “Taleplerimizde ısrarlı, mücadelede kararlıyız” dedi.

Erden konuşmasının devamında ise, “İş güvencesinden yoksun, esnek ve kuralsız çalıştırma biçimi yaygınlaşıyor. Emekçiler olarak yaşamımızı hem çalışırken hem de emeklilikte açlık sınırının altında kalan ücretlerle sürdürüyoruz. KHK ve YDK’lar aracılığıyla gerçekleştirilen ihraçlar iş güvencemize yönelik saldırıları artırırken öte yandan da güvenlik soruşturmaları ile çalışma ve eğitim hakkımız gasp ediliyor” ifadelerini kullandı.

4 TALEP

Erden, sağlıkçıların taleplerini de şu şekilde sıraladı;

- Haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin işine iade edilmesi ve güvenlik soruşturmalarının iptal edilsin,

- Performansa dayalı ücretlendirmeden vazgeçilerek temel ücretin yükseltilmesi ve yapılan/yapılacak olan tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılsın,

- Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ek göstergelerinin 3600’den başlayarak kademeli olarak arttırılsın,

- Fiili hizmet süresi zammı (yıpranma payı) sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan bütün emekçilere geçmiş çalışma sürelerini de kapsayacak şekilde ve fiili çalışma süresi şartı kaldırılarak yeniden düzenlensin.

DİYARBAKIR

Amed Sağlık Platformu bileşenleri de 14 Mart Tıp Haftası dolayısıyla Diyarbakır Tabip Odası’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Halis Yerlikaya, Diyarbakır Tabipler Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES); Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHU-DER); Diyarbakır Diş Hekimleri Odası (TDB); Mezopotamya Psikologlar İnisiyatifi yöneticileri ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı.

‘SAĞLIKTA GİDEREK DERİNLEŞEN, YOĞUN SORUNLARLA KARŞINIZDAYIZ’

Toplantıda, Kürtçe ve Türkçe olmak üzere iki basın açıklaması okundu. Açıklamanın Türkçesini Tabip Odası Başkanı Şerif Demir, Kürtçesini ise Tabipler Odası Genel Sekreteri Orhan İlim okudu.

Açıklamada, “14 Mart Tıp Haftasında Sağlık alanının giderek derinleşen yoğun sorunlarıyla birlikte karşınızdayız” ifadeleri kullanıldı.

Etkinlikte ayrıca, Diyarbakır Tabip Odası tarafından verilen Barış, Dostluk ve Demokrasi Ödülü’nün bu yıl 16 Mart Cumartesi günü saat 14.00’de verileceği duyuruldu.

ADANA

SES Adana Şubesi, tarafından da şube binasında bir basın toplantısı düzenlendi. Adana Şube Eş Başkanı Muzaffer Yüksel tarafından okunan açıklamada, “Uyguladığı sağlıkta dönüşüm programı ile halkın sağlığını paranın egemenliğine tabi kılan, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini de kölece çalışma koşullarına mahkum eden siyasi iktidar hem 14 Mart sağlık haftasını, hem de yerel seçimleri hesaba katarak yine vaatlerini sıralamaktan geri kalmayacak. Sonra o vaatleri yeniden kullanılmak üzere bir kenara atıyor” denildi.

VAN-HAKKARİ

Van-Hakkari Tabip Odası’nda yapılan toplantıda Şube Başkanı Özgür Deniz Değer tarafından yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“100 yıl önce olduğu gibi günümüzde de hekimlerin ülkemizde ve dünyada insanlığın bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik halinin korunması yolunda gösterdiği çaba değişmemiştir. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının bu çabasının yanında, sağlık çalışanlarının mevcut çalışma koşulları, giderek derinleşen sorunlarla boğuşmalarına neden olmaktadır.

‘SAVAŞ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR’

Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. TTB ve tabip odaları, kurulduklarından bu yana savaşa karşı tavrını ortaya koymuştur. Bu tavra karşı yapılan soruşturmalar, gözaltılar kabul edilemez. Bir kez daha tekrar ediyoruz; savaş bir halk sağlığı sorunudur.”