Sendika ve meslek odası temsilcileri ifade için adliyeye gitti

Sendikacı ve meslek örgüt temsilcileri haklarında Cumhurbaşkanına hakaretten açılan soruşturma için bugün Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne gitti. Adliye içerisine giriş sırasında polisle kısa süreli bir arbede yaşandı.

(İleri Haber) Haklarında 2911 sayılı yasaya muhalefet ve Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla soruşturma açılan sendikacı ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri ifade vermek için İstanbul Adliyesi'ne gitti. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terörle Mücadele Şubesi tarafından DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla, 10 Ekim Ankara Katliamı’nı protesto etmek için Sirkeci Garı önünde toplanan ve aralarında DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu'nun da bulunduğu 18 kişi hakkında“Cumhurbaşkanı’na hakaret ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri yürüyüşleri yasasına muhalefet”ten soruşturma açılmıştı. 

Aynı gün Cerrahpaşa’daki eylemle ilgili de aralarında KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve TTB İkinci Başkanı Raşit Tükel‘in de olduğu 23 kişi hakkında soruşturma başlatılmıştı. 

Soruşturma kapsamında savcıya ifade vermeye giden sendika ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri İstanbul Adliyesi önünde bir açıklama yaptı. 

'YETKİLİLERDEN HESAP SORACAĞIZ'

KESK Eş Başkanı Lami Özgen, Çağlayan Adliyesi önünde yaptığı konuşmada katliamlara ortaklık eden, işbirliği içinde olan bütün yetkililerden de hesap soracaklarını söyledi. Özgen konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu katliama ilişkin yaptığımız açıklamalar suç değildir. En demokratik hak arama mücadelesinin bir parçasıdır. Herkes bunu böyle görmeli, böyle bilmeli. Bu politikada ısrar edenler, bu ülkede daha nice katliamların önünü açacaklarını şimdiden bilmelidir. Bu katliama ilişkin yaptığımız açıklamada, hakkımızda soruşturma başlatan savcılığa ifade vermeye değil bu katliama ilişkin tutumuzu söylemeye geldik.”

'BU ÜLKE BİZE AÇILAN SORUŞTURMALARLA RAHATA ÇIKACAKSA BUYRUN AÇIN'

DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu da yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Bu ülkede bu kadar sorun varken ülkeyi keyfince yönetmeye çalışan bir kişinin gündemi nedeniyle buradayız.

‘Alçaklar’, zalimler’, ‘mert değil namertsin’, ‘artistlik yapma’, ‘ananı da al git’, ‘kadın mı kız mı bilemediğim’, ‘İsrail dölü?’, ‘Aydın müsveddeleri, karanlıksınız’, “yüzüne tükürsen, yağmur yağıyor herhalde der”…

Daha bir çoğunu söylemeye, ağza almaya yüreğimin yetmediği bu ifadeler, bizim burada soruşturulmamıza neden olan ifadeler değil. Bu sözler bizim kendisine hakaret ettiğimiz iddia edilen kişiye ait.

Bu ülkenin onca sorunu varken, bu ülkede insanlar ölürken, bu ülkede 40-50 günlere varan sokağa çıkma yasakları varken, sokaklarda kadınların çocukların cesetleri bekletiliyorken, bu ülkede işsizlikle, yoksullukla, açlıkla mücadele derken, bu ülkede mesela taşeron işçileri kadro beklerken mesela bize açtığınız bu soruşturmalarla mı ülke rahata çıkacaksa buyurun bunu yapın. Ama bizler bu ülkenin gerçek sahipleri, onurlu insanları olarak diyoruz ki: Bizler, ülkemizin, “taşların bağlanıp köpeklerin salındığı” bir ülke haline dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz. Bizler, öldürenlerin, katillerin meşru, öldürülenlerin-mağdurların suçlu gösterilmesine izin vermeyeceğiz.

Bu ülkede tarihin önümüze koyduğu soru basit ve net: Dün “Ali İsmail’in mi yanındasın Saray’ın mı?”diye soruyordu tarih. Bugün de “Ölümün mü yanındasın yaşamın mı, insanın mı, insanlığın mı, emeğin mi, geleceğin mi” diye soruyor.

Bizim yanıtımız da çok açık ve net:

And olsun ki eşitliğin, özgürlüğün, insanın, emeğin ve demokrasinin ülkesini kuracağız."

SAVCI EMNİYETE YÖNLENDİRDİ

Konuşmanın ardından Adliye içerisine girmek isteyen sendikacı ve demokratik kitle örgütleri temsilcileriyle polis arasında kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Savcının ise ifadeleri almak istemediği ve şüphelileri ifadeler için emniyete yönlendirdiği, bunun üzerine savcıya konuya ilişkin dilekçe verildiği belirtildi.