Ormanın dostluk hikayesi

Ormanın dostluk hikayesi

Güliz Dülgeroğlu Küpçü’nün yazıp Cihan Dağ’ın resimlediği bu güzel hikâye bencilleşen dünyadan uzaklarda paylaşmanın, dostluğun, arkadaşlığın önemini vurgulayan, bizi bizden çok başkalarına yakınlaştıran sıcacık bir hikâye olmuş.

Mutlu hayvanların yaşadığı ormanda sonbaharın soğuk rüzgarları esmeye başlamış; kış kapıyı çalmış. Tüm hayvanlar kış için atkılarını ve kışlık çoraplarını çıkarmış ve sonbahardan kalan kırmızı yaprakları toplamak için sözleşmişler. Zebra kırmızı atkı ve çoraplarını, Geyik yeşil çizgili atkı ve çoraplarını giymiş. Fil sarı benekli komik çoraplarını göstermiş arkadaşlarına Yılan bedenini saran mavi çorabıyla çalı çırpıyı yerden süpürüyormuş. Karga pembe atkı ve çoraplarıyla Tilki ise mor atkı ve çoraplarıyla pek mutluymuş. Herkes böylesine heyecanla kışı selamlarken Zürafa oldukça mutsuz ve gülmüyormuş. Ters giden bir şeyler varmış; Zürafa’nın boyu uzamış ve çorapları ona kısa geliyormuş. Arkadaşları Zürafa’ya çok üzülmüş. Fil ayağındaki çorabın tekini çıkarıp arkadaşına vermiş ama Zürafa’ya oldukça bol gelmiş. Karga pembe çorabını vermiş ama bu sefer çok küçük olmuş. Ne Zebra’nın ne de diğer hayvanların çorapları Zürafa’ya uygun değilmiş. Zürafa üzgün evine giderken arkadaşlarının aklına şahane bir fikir gelmiş: tüm hayvanlar atkılarından birer parça verirse Zürafa için ona uygun bir çorap yapılabilirmiş. Heyecanla Büyükanne Baykuş’a gitmişler. Büyükanne Baykuş yaşlı bir ağaca tünemiş, yuvarlak gözlüklerini takıp bütün atkılardan birer parça kesmiş. Ağ örmekte usta olan Örümcek de yardım edince sonunda dört tane uzun ve rengarenk çorap ortaya çıkmış. Arkadaşları üzgün Zürafa’ya yaklaşıp “Böyle üzgün durma dostum seni neşelendirecek bir hediyemiz var” demişler. Zürafa uzun ve renkli çorapları görünce sevinçten ne yapacağını şaşırmış dördünü de hemen giymiş ve mutluluktan havalara uçmuş. “Benim için kendi atkılarınızdan bir parça mı verdiniz? diye sormuş. Zürafa’nın hayvan dostları ise “Bizim atkılarımız yeterince uzun ama senin çorapların fazlasıyla kısaydı. Hem sen üşürken biz nasıl mutlu olabilirdik ki?”.

Güliz Dülgeroğlu Küpçü’nün yazıp Cihan Dağ’ın resimlediği bu güzel hikâye bencilleşen dünyadan uzaklarda paylaşmanın, dostluğun, arkadaşlığın önemini vurgulayan, bizi bizden çok başkalarına yakınlaştıran sıcacık bir hikâye olmuş. Git gide iç içe geçen binalar ve apartmanlarda birbirinden uzak, yalnız büyüyen çocuklara paylaşmanın lezzetini tattıracak bu güzel hikâyede, yine çocukların alışık olmadığı güzel ağaçlarla kaplı yemyeşil bir ormanda yaşayan sevimli hayvanların dostluk öyküsü anlatılıyor. Yeni yeni kitap okuma alışkanlıkları edinen çocukların keyifle okuyup kendi iç dünyalarından bir şey bulabilecekleri bir kurgusu olmuş kitabın.  Resimlerinde sıcak renkler kullanılması ve içerikle uyumlu olması dolayısıyla da sadece okuma yazma bilen çocukların değil okuma yazma bilmeyen çocukların da rahatça görsel okuma yapabilecekleri, yazı puntolarının büyüklüğü ve yazıların sayfadaki düzeniyle aynı zamanda yazı farkındalığı geliştirebilecekleri harika bir hikâye.  Özellikle okul öncesi dönemde çocuklara öğretilebilecek renkler, dar-bol, uzun-kısa, büyük- küçük gibi kavramların öğretimine yardımcı olacaktır. Ayrıca yine okul öncesi dönem çocuklarının ben merkezci gelişim özelliklerine karşılık paylaşmayı cazip hale getirebilecek ve empati becerilerinin gelişmesi için yeterli içeriğe sahip olan bu güzel hikâye çocuklarınızın baş ucu kitabı olabilecektir. Ebeveynlerin zorlandığı bu tip soyut kavramları çocuklara en güzel aktarmanın yolu hikayelerdir. Büyük dünyanın büyüyen hayatlarında “ben” kalan çocukların “biz” olması dileğiyle; keyifli okumalar.


KÜNYE: Kısa Çoraplı Zürafa, Güliz Dülgeroğlu Küpçü, resimleyen: Cihan Dağ, Meav Yayıncılık, 2017, 24 sayfa.

DAHA FAZLA