Katledilen Şule Çet'in avukatı: 'Cinayet gün gibi ortada, deliller dosyaya koyulmadı'

Katledilen Şule Çet'in avukatı: 'Cinayet gün gibi ortada, deliller dosyaya koyulmadı'

Cinsel saldırıya uğradıktan sonra katledildiği ortaya çıkan Şule Çet'in avukatı Yıldırım, dava sürecinde yaşanan ihmalleri anlattı.

İzel Sezer / @izelsezer

Ankara'da bir plazanın 20. katından atlayarak "intihar ettiği" iddia edilen ve otopsi raporlarıyla tecavüz edilerek öldürüldüğü ortaya çıkan Şule Çet'in avukatı Umur Yıldırım, dava sürecini İleri Haber’e anlattı.

Gazi Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı 2. sınıf öğrencisi Şule Çet'in, 28 Mayıs tarihinde yanında çalıştığı Çağatay Aksu'nun ofisinin olduğu kattan aşağıya atlayarak intihar ettiği iddia edilmişti. Genç kadının soruşturma dosyasına giren otopsi raporunda hayatını kaybetmeden önce tecavüze uğradığı ortaya çıktı.

'SAVCI İZİNDE OLDUĞU İÇİN SOMUT ADIM YOK'

Dava sürecini değerlendiren Avukat Yıldırım, "Şüpheliler adli kontrol talebiyle serbest bırakıldı. Aslında biz, olay yeri raporu ve otopsi raporuyla beraber tutuklanacaklarını düşünüyorduk ama maalesef savcı izinde olduğu için somut bir adım yok, hafta içinde başsavcıyla görüşeceğiz. Bir sonuç çıkacağını umut ediyoruz" dedi.

'ÇOK ÖNEMLİ DELİLLER GÖZ ARDI EDİLDİ'

Dava sürecinde yapılan ihmallere dikkat çeken Yıldırım, "Dosyada çok basit hatalar yapıldı. Çok önemli deliller göz ardı edildi, sonradan bizim görmemiz ve müdahalemizle delilleri dosyaya sokabildik.Bunlar es geçilecek deliller değil. En büyük hatalardan biri, Şule'nin telefonunun modelinden dolayı açılamadığı söylendi ve incelenmeden bize geri getirildi. Biz de telefon açılamasa da SIM kart açılabilir dedik ve SIM kart üzerinden tüm sosyal medya hesaplarına ulaşılabilir. Sonrasında biz kendimiz bir telefon alarak Siber Suçlar ekiplerine verdik. SİM kartının şifresini kendimiz temin ettik ve telefonla birlikte teslim ettik" ifadelerini kullandı.

SAVCILIK, TELEFON VE BİLGİSAYARI İNCELEMEDEN GERİ VERDİ

Delillerin incelenmesi sırasında yaşanan ihmalleri vurgulayan avukat, "Şule'nin telefonuna olay gününün sabahında el konuldu, bilgisayarı 1 hafta boyunca savcılıkta kaldı fakat sonrasında hiçbir inceleme yapılmadan bize geri teslim edildi. Ailesi Şule'nin tüm eşyalarını İstanbul'a götürmeden önce biz içerisinden delil olarak nitelendirilebilek eşyaları tek tek ayırdık ve bunları ofisimizle beraber çalışan adli bilişimcilere incelettik. Bu incelemeler sonucunda Şule'nin bilgisayarından kullandığı telefonun yedeği çıktı. Bu çok önemli bir delil. Şule bütün şifrelerini bilgisayarındaki bir dosyaya kaydetmiş, bunlar çıktı. Bakın, biz bunu bir vatandaş olarak yaptık ve biz bile içerisinden delil bulduk. Bunu Siber Suçlar ekipleri incelerse bizim görmediklerimizi de görecek ve içerisinden birçok delil çıkacaktır. Bunu bu şekilde savcıyla da görüştük, incelenmesi için talepte bulunduk. Uğraşlarımız sonucu savcılık kabul etti, bilgisayar yeniden incelenecek. Normal şartlarda bunun bir ay önce delilleri aldıkları sırada yapılması gerekirdi" dedi.

'SAVCI KAMERA KAYITLARINI TALEP ETMEDİ'

Savcının olay yerindeki ihmalinden bahseden Avukat Yıldırım, "Olay gece 04.00 civarında oluyor, 05.00'a doğru savcı olay yerine geliyor. Her yeri geziyor, Şule'nin atıldığı 20. kata çıkıyor. Katta kameralar var ve savcı bu kameraların kayıtlarını değil, yalnızca giriş kattaki kayıtları talep ediyor. Bizim zorlamamızla henüz bu hafta talepte bulunuldu, bu çok büyük bir hata. Şüphelilerin olaydan sonra yaptıkları hareketlerin hepsi 20. katta görülüyor ama kayıtlar dosyada yok" bilgisini verdi.

ÜSTÜ KAPATILMAYA ÇALIŞILIYOR

Sanıkların maddi gücünün davayı etkilememesi gerektiğini vurgulayan avukat, "İhmal seviyesindeki birçok hata, karşı tarafın maddi gücüyle birleşince kafada bir soru işaretine sebep oluyor. Şule'nin ailesi 40 gündür yıkılmış vaziyette. Şule'nin annesi hayatta değil; abisi, babası bitmiş vaziyette. Maddi olarak da durumları iyi değil. Bu süreçte tek istedikleri adalet. Bizim temennimiz Şule intihar ettiyse intihar olduğu, katledildiyse de cinayet olduğu ortaya çıksın, ki cinayet gün gibi ortada. Dava farklı şekilde yönlendirilmesin, soruşturma adaletli bir şekilde yürütülsün." dedi.

KAMUOYUNUN DESTEĞİ ÇOK ÖNEMLİ

Daha önceki davalardan yola çıkarak sosyal medyanın önemine dikkat çeken Yıldırım, sözünü "Bu davada sosyal medyanın, kamuoyunun desteği çok önemli. Çünkü bu dava Münevver Karabulut'tan, hatta Eylül'den hiç farklı değil. Bu insanların hepsinin ortak özelliği cinsel saldırıya uğraması, tecavüz edilerek öldürülmesi. O yüzden bizim şu an konuştuğumuz, yarın konuşacağımız şey Şule olmamalı. Bu davanın diğer davalardan hiç farkı yok." şeklinde bitirdi.

DAHA FAZLA