Karadeniz’de doğal direniş var

Bölgede yapılması planlanan termik, hidroelektirk ve nükleer santralllere karşı bir gezi düzenleyen Karadeniz İsyandadır Platformu, Ereğli, Amasra, Sinop, Fatsa, Rize ve Arhavi'ye birer günlük ziyaretlerde bulunacak.

Metin Cihan - İleri

Karadeniz İsyandadır Platformu Ereğli’den Arhavi’ye kadar termik, hidroelektrik ve nükleer santrallere karşı bir gezi düzenliyor. Termik santral yapılması planlanan Ereğli ve Amasra’ya, nükleer santral yapılması planlanan Sinop’a ve HES alanları olarak kullanılan Fatsa, Rize ve Arhavi’ye birer günlük ziyaretlerin düzenleneceği bu gezide İleri Haber olarak Karadeniz İsyandadır gönüllülerinin yanında olacağız.

1. Gün: Kireçlik Koyu / Ereğli

30 Ağustos Cumartesi ilk durağımız olan Zonguldak Ereğli’deyiz. İlçe Girişinde Ereğli Çevre Platformu aktivistleri tarafından karşılanıyoruz, onların rehberliğinde termik santral yapılması planlanan Kireçlik Koyu’na gidiyoruz ve burada Karadeniz Bölgesi’nden değişik çevre gönüllülerinin katılımı ile bir kamp yapıyoruz. Güçlü sanayisine rağmen yemyeşil bir coğrafyaya sahip olan bu güzel ilçede Kireçlik adı verilen doğa harikası kıyı bölgesine iki ayrı termik santralin yapılması planlanıyor. Bölge halkının ve çevre dostlarının tepkisi ile karşılaşan santral projeleri henüz hayata geçmemiş ancak projeyi yüklenen Hema AŞ’nin bu konuda sicili oldukça bozuk. Şirket, aynı zamanda bu bölgedeki özelleştirilen madenleri işletiyor.

Hükümet ve şirket kimseyi ikna edemiyor
Kireçlik mevkiinin yakınında bulunan Bayat ve Ballıca köylerine yaptığımız ziyaretlerde köylülerin tamamının termik santral yapımına karşı çıktıklarını gördük. Bunu rahatlıkla söylüyorum çünkü her iki köyde de termik santral kurulmasını herhangi bir nedenle destekleyen birilerine ulaşıp görüşlerini almaya çalıştım ve bu çabam sonuçsuz kaldı. Köy sakinleri bölgede termik santral kurulmasını isteyebilecek kimse olmadığını söylüyor. “Neden?” diye sorduğumda ise termik santralin çevreye zarar vereceğini, bölgede tarımı ve arıcılığı öldüreceğini, hastalıklara sebep olacağını bildiklerini belirtiyorlar.

Köylüler şirket yetkililerinin köylere gelip “bilgilendirme” yaptığını söylüyor. Şirket, termik santralin iyi bir şey olduğunu, eğer kurulursa yöredeki insanların elektriği daha ucuza kullanacağını ve birçok köylüye iş olanağı sunacağını anlatıyormuş. Köy kahvesini işleten Ekrem Bey “tüm bunların yalan olduğunu hepimiz biliyoruz” diyor.
Yine konuştuğum tüm köylülere “sizce termik santral kurmayı başaracaklar mı?” diye sordum ve hepsinden aynı yanıtı aldım. “Bu imkânsız” diyorlar. Şirketin ve hükümetin isyana karşı koyamayacağını düşünüyorlar.

KAMP ALANINDA ATEŞ BAŞINDA FORUM
Gece olunca kamp ateşinin başında bir forum düzenleniyor. İlk sözü Karadeniz Sahil Yolu ve Fırtına Vadisi davalarında çevre avukatlığı yapmış olan Avukat Yakup Okumuşoğlu alıyor. Halkın fikrini kimsenin sormadığını, oysa böyle projelerde halkın fikrinin mutlaka sorulması gerektiğini söyleyen Okumuşoğlu, 2000’i aşkın ÇED raporundan sadece 38 tanesine red verildiğini hatırlatıyor ve içeriğe bakılmaksızın raporların onaylandığını belirtiyor. Kireçlik’teki termik santral projesi için ÇED sürecinin devam ettiğini söyleyen Okumuşoğlu, “Ama hukuk son dönemde tek adamın dudağından çıkan bir hukuk olmuş durumda. Ben bir avukat olarak maalesef hukuktan pek fazla medet umamıyorum. Sadece hukukla yol almamız çok zor.“ diyor.

DAĞDAKİ ÇAKAL, DENİZDEKİ BALIK, GÖKTEKİ KUŞ İSTEMİYOR
Karadeniz İsyandadır platformu adına konuşan Eren Dağıstanlı ise Hopa’dan gelmiş. Sözlerine “HES’lere karşı direnen ‘eşkiya’lardan Metin Lokumcu’nun selamını getirdik” diye başlayan Dağıstanlı’ya göre hukuk, kamuoyu ve direniş ayakları iyi örüldüğünde zafere ulaşmak mümkün oluyor. Dağıstanlı ayrıca “hadi bizim fikrimizi aldılar peki ya dağdaki çakalın, denizdeki balığın, gökteki kuşun fikrini nasıl alacaklar?” diye soruyor.

GEZİ DİRENİŞİ BİR MİLAT
Ereğli çevre platformu adına söz alan Atakan Coşkun ise Ereğli’deki çevre mücadelesinin Gezi Direnişi ile birlikte hayat bulduğunu söylüyor ve platformun gezi eylemlerinden sonra gerçekleşen forumların bir uzantısı olduğunu belirtiyor.

Kastamonu Cide Loç Vadisi direnişçilerinden Zafer Kecin ise, bu tip mücadelelerde ancak yerel halkın doğrudan sürece dâhil olması ile sonuca ulaşılabileceğini belirterek ve Loç Vadisi’ndeki dört köyün verdiği mücadeleyi anlattı.

MİLLETVEKİLİ MELDA ONUR DA BİZİMLE
İstanbul’dan itibaren Karadeniz İsyandadır gönüllülerine eşlik eden CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur da forumda söz aldı ve şöyle konuştu: “Aranızda olmaktan onur duyuyorum. Bu ortamı meclis genel kurulu ceylan derisi koltuklarına bin kere tercih ederim. 24. Dönem milletvekili olarak meclise girdiğimizde yasama çalışması yapacağımızı sanıyorduk. Bir hafta sonra yanıldığımızı anladık. Ortada bir parlamenter demokrasi falan yok. Orada tutanağa girsin diye yasa teklifi veriliyor, tutanağa girsin diye konuşma yapılıyor. Bu yüzden biz sokakta olmaya çalışıyoruz.” Ereğli’deki mücadele için mecliste elinden geleni yapacağına söz veren Melda Onur sözlerini “bence başaracağız, bizi güzel günler bekliyor” diyerek bitirdi.

DAHA FAZLA