İnce'den Erdoğan'a: Miting yapma, büyükelçiyi geri çek

İnce'den Erdoğan'a: Miting yapma, büyükelçiyi geri çek

24 Haziran yaklaşırken Muharrem İnce de seçim çalışmalarına devam ediyor.

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Tekirdağ’da bir seçim mitingi düzenledi.

İnce’nin burada yaptığı konuşmadan öne çıkan bölümler şöyle: 

"- Önümüzde bir seçim var ter akıtma seçimi. Sandık görevlileri var ya bu memleketin geleceği onlara teslim onlara. O gün acıkmak, yorulmak yok.

‘İNSAFSIZLAR, VİCDANSIZLAR…’

- Bu ülkede en zor durumda olanlar kimler? Çiftçi mi, esnaf mı, işçi mi? Bunların hiçbiri değil. En zor durumda olan basın… Acıyorum hallerine. Bakın İngiliz, ABD, Japon, Alman  gazetecileri röportaja geliyor. Gelip Türkiye’de bir değişim oluyor galiba deyip benimle konuşmak istiyorlar. Türk medyasına bakıyorum “CHP Muharrem İnce’yi yalnız bıraktı” yazıyor. İnsafsızlar, vizdansızlar… Şu anda burada 20 civarında milletvekili arkadaşım var. Partinin Grup Başkanvekili arabanın içinde yatıyor. Bana getirilen suya sıcak mı soğuk mu diye bakıyorlar. Partinin genel başkanıyla her akşam durum değerlendirmesi yapıyoruz.

- 24 Haziran’dan sonra devlet çiftçi ile barışacak.

- Arkadaş dünya lideri. 1 yıldır Türkiye’de Amerikan Büyükelçisi yok. Katip düzeyinde idare ediyoruz.

‘SEN SEÇİM DERDİNE GİRMİŞSİN’

- Bugün Filistin’le ilgili miting yapıyor. Acaba Filistin mi, seçim mitingi mi? Hangisi? İsrail’e dik durmak istiyorsan Mavi Marmara’dan aldığın parayı iade et, büyükelçiyi geri çek, boykot et. Yok bunları yapamam. Ne yaparsın, miting. Senin derdin Filistin değil. İnsanlar inim inim inliyor, sen seçim derdine girmişsin.

- Dolar 4.5 lira oldu ama Erdoğan ağzına bir kez almıyor. Hemen dönüyor ‘Dış güçler’ diyor. ‘Bizi dolarla terbiye edemezsin’ diyor. Köprülerde dolar üzerinden anlaşmayı ben mi yaptım, sen mi yaptın? Bir yandan ‘Bizi dolar üzerinden terbiye ediyorlar’ diyorsun, dönüyorsun ‘Kumpas kuruyorlar’ diyorsun. Demek ki sen de onun ortağısın, beraber yapıyorsun.

- Genel başkan beni aday gösterdiğinde ikinci tura oynuyordum. Şimdi vazgeçtim, birinci turdan çıkacağım. Zayıf olduğumuz yerler var, orayı Tekirdağ'dan dengelememiz lazım. Yüzde 75 mesela, olur mu? Belediye başkanımız ‘Cık’ diyor. 80 o zaman. Fazla da atmayalım 80'e razıyım.

‘DEVLET ÇİFTÇİYE BORÇLUDUR’

- Dediler ki ‘Milli gelirin yüzde 1'ini tarımı desteklemeye ayıracağız’, yarımı geçmediler. 30 milyar vereceklerdi, 12.7 milyar verdiler. Türkiye devleti çiftçisine borçludur. Bu köylü çocuğu bu borcu ilk fırsatta ödeyecektir. Söz veriyorum size. 

- Meydanlarda diyor ki,’Ben milli bir adamım. Ayran da’ diyor ‘Milli bir içecektir’. İneği almışsın Arjantin'den, samanı almışsın Bulgaristan'dan; ayran nasıl milli oluyor?

- ‘Ey Hollanda’ diyor portakal bıçaklıyor, sonra gidiyor Petrol Ofisi'ni satıyor. Kime ey dediyse sonunda paralarımız gitti. 

- ‘Erdoğan'ı yargılayacak mısın?’ diyorlar, benim öyle bir görevim yok. Ama şunu yapacağız, bağımsız bir yargı kuracağız. Şu anda mevcut yüksek yargıdakiler bu işi yapabilir mi, asla yapamazlar. Onlar çay toplayan yargı, onların cüppelerine çıtçıt yaptıracağım. Rahat açıp kapayacaklar.

‘5 BİN POLİS DEĞİL, 500 PUAN’ HATIRLATMASI

- Benim insanım bir Alman'a göre daha mı az zeki, Fransız'a göre daha az mı çalışıyor? Peki neden daha az kazanıyor? Bir televizyondan Türkiye 10 Euro kazanıyor, 50 lira. Bir otomobilden 100 Euro kazanıyor, çerez parası. Peki nereye gidiyor bu para? Tasarıma, patente, markaya gidiyor. Açık açık konuşayım, sen BMW, Mercedes yapıyorsun; para sende kalmıyor. 100 marka arasında tek Türkiye markası yok. Bizim marka üretmemiz, patentimiz, teknolojimiz olması lazım. Bu markayı patenti kindar nesiller yapamaz, bunu özgüveni yüksek, eleştirel bakabilen zeki çocuklar yapar. Kimler yapar biliyor musunuz? Her sene aşağıladığı ODTÜ'lüler yapar. Senin buna kafan basmaz, ben onlara fizik anlattım. O çocuklar yapacak. 5 bin polisle ODTÜ'ye girdin, o zaman sana dedim ki ‘5 bin polis değil 500 puanla girilir."