Erdoğan ve Özel polemiğindeki ‘Siirt Olayı’ nedir?

Erdoğan ve Özel polemiğindeki ‘Siirt Olayı’ nedir?

CHP’li Özel ile Erdoğan arasında polemik konusu olan ‘Siirt seçimleri’ süreci nedir? Erdoğan’ı vekilliğe ve başbakanlığa taşıyan Siirt seçimleri nasıl iptal edildi, neler yaşandı. İşte detaylar…

İleri Haber

TBMM Genel Kurulu'ndaki 23 Nisan özel oturumunda yaşanan gerginliğin ardından gündeme gelen ve AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı milletvekilliği ve ardından başbakanlığa taşıyan ‘Siirt seçimleri’ süreci merak konusu oldu.

AKP’li milletvekilleri dün Genel Kurul’daki 23 Nisan özel oturumunda CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını sık sık kesmiş, AKP’li Bülent Turan, "Kiralık vekil olmaz”, Öznur Çalık, "15 vekili kim istifa ettirdi? Siz kendi iradenizi satıyorsunuz" şeklinde sataşmıştı. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da, “Milletvekillerini kiraya vermenin huzursuzluğunu bugün bu kürsü de yansıtmıştır” ifadelerini kullanmıştı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise bu sözlere Erdoğan’ı milletvekilliğine ve ardından başbakanlığa taşıyan süreci hatırlatarak yanıt vermişti. Özel şunları söylemişti: “Sayın grup başkan vekili dün partimizden ayrılan 15 arkadaşımızı kastederek ‘15 milletvekilini kiraya verenler' ifadesini kullanmış. 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidar partisinin genel başkanı milletvekili olamamıştı. 9 Mart 2003'te seçimle sonuçlanacak bir Anayasa değişikliğiyle birlikte iki parti Siirt'teki tüm milletvekillerini istifa ettirdi. Siirt'teki milletvekillerinin istifası sonucu demokrasi kahramanı olundu ve Genel Başkanınız geldi Milletvekili ve Başbakan oldu. Ancak bugün, 15 arkadaşımıza bu haksız, hadsiz ve terbiye yoksunu ifadeyi kullanmaktan sayın grup başkan vekilini menederiz. Demokrasi düşmanları, demokrasi kahramanlarının yaptıkları kahramanlığı anlayamazlar. Kiralık insanlar, ancak bir tek adamın verdiği karar dışında karar veremeyen, oy kullanamayan ama buna rağmen her ay maaş alanlar kiralık olanlardır.”

CHP’li Özel’in bu sözlerine hayli öfkelendiği görülen Erdoğan ise bugünkü grup toplantısında “Yok öyle bir şey, uzaktan yakından ilgisi yok” diyerek yaşanan süreci kabul etmedi.

Peki siyasi yasaklı Erdoğan’ı milletvekilliğine, ardından başbakanlığa taşıyan süreç nasıl gelişti? İşte detaylar:

Erdoğan’ın cezaevine girmesiyle sonuçlanan süreç, 12 Aralık 1997 günü Siirt’te bir miting sırasında yaptığı konuşmada okuduğu bir şiirle başladı. Erdoğan’ın okuduğu şiirinin mısraları “Minareler süngümüz, kubbeler miğfer / Camiler kışlamız, mü’minler asker / Bu ilahi ordu dinimi bekler / Allahu Ekber, Allahu Ekber” şeklindeydi. Erdoğan Siirt’teki konuşmasının devamında “Her devrin Firavun ve Nemrutları olduğunu, bunun karşısına çıkacak Musa ve İbrahim’lerin engelleri aşarak pislik dolu yolları temizleyeceğini” söylemiş ve Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından yargılanmaya başlanmıştı.

‘HALKI DİN VE IRK FARKI GÖZETEREK KİN VE DÜŞMANLIĞA AÇIKÇA TAHRİK’

Mahkeme 21 Nisan 1998’de “Halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek” suçundan Erdoğan’ı 1 yıl hapis ve 860 milyon TL para cezasına çarptırdı. Daha sonra sanığın mahkemedeki ve duruşmadaki ‘iyi hali’ göz önüne alınarak cezası 10 ay hapis ve 177 milyon TL para cezasına indirildi. Erdoğan Diyarbakır DGM kararına temyiz başvurusu yaptı, ancak Yargıtay 8. Ceza Dairesi 24 Eylül 1998’de Erdoğan’ın cezasını onadı. 26 Mart’ta Pınarhisar Cezaevi’ne giren Erdoğan 24 Temmuz 1999’da tahliye oldu.

ERDOĞAN’A MECLİS YOLU NASIL AÇILDI?

Fazilet Partisi’nin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılmasının ardından “gelenekçi” olarak adlandırılan Milli Görüş’çü kanat 2001 yılında Saadet Partisi’ni kurarken “değişimci” ve “ılımlı” olduğu öne sürülen “yenilikçi” kanat ise yine 2001 yılında Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AKP’yi kurdu.

2002 seçimlerinde %34 oyla iktidara gelen AKP’nin genel başkanı Erdoğan, siyasi yasağı nedeniyle seçimlere giremedi

ve milletvekili seçilemedi. Bu nedenle seçim sonrası kurulan 58. Hükümet, Abdullah Gül’ün başkanlığında kuruldu. Bu hükümet, Erdoğan’ın siyasi yasağının kaldırılması için TBMM’ye yasa teklifi sundu. Yasa oy çokluğuyla kabul edildi ancak dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından “öznel, somut ve kişisel” olduğu gerekçesiyle veto edildi. Yasa teklifi değiştirilmeden ikinci kez Meclis’e sunuldu. Tekrar kabul edilen yasa bu kez Sezer tarafından onaylandı. Böylece Erdoğan’ın milletvekili seçilmesinin önündeki hukuki engel ortadan kalkmış oldu.

HER ŞEY ERDOĞAN İÇİN: SİİRT SEÇİMLERİNİN İPTALİ

Yaşananların ardından AKP, Erdoğan’ı hapse girmesine yol açan konuşmayı yaptığı Siirt’ten milletvekili yapmak üzere harekete geçti.

AKP, Siirt’in Pervari ilçesinde 3 sandık kurulunun oluşturulmadığını ve 1 sandığın kırıldığını iddia ederek bu şehirdeki seçimlerin iptali istemiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvuruda bulundu.

YSK başvuruyu kabul ederek 2 Aralık 2002’de Siirt seçimlerini iptal etti. Böylece TBMM’ye Siirt’ten giren 3 milletvekilinin (AKP’den Mervan Gül, CHP’den Ekrem Bilek ve bağımsız milletvekili Fadıl Akgündüz) milletvekillikleri düştü.

Siirt seçimleri 9 Mart 2003’te tekrar edildi ve seçime giren 4 parti arasından AKP, oyların %84,8’ini alarak 3 milletvekili adayını da Meclis’e soktu. Hakkındaki siyasi yasağın kalkması sonucu milletvekili olmasının önünde engel kalmayan Erdoğan’la birlikte 2 milletvekili daha (Öner Gülyeşil ve Öner Ergenç) böylece AKP sıralarından TBMM’ye girdi.