Bilinmeyen adalar…

Bilinmeyen adalar bitmiş olabilir mi? Elimizdeki tüm haritalar sadece ve sadece bilinen adaları gösterebilirken dünyada hiç “bilinmeyen ada” kalmadığını nasıl iddia edebiliriz?

Umut Ekinci 

Saramago her zamanki eğlenceli dili, ustalıklı kurgusu ve hınzır sorularıyla yine karşımızda.

Ama bu kez roman formuyla değil uzun bir öyküyle. Geçen haftalarda Kırmızı Kedi Yayınları tarafından yeniden yayımlanan “Bilinmeyen Adanın Öyküsü”, “bilinmeyen ada”ları aramak için yola düşmeye karar veren bir arayışçının öyküsü. 

Kraldan, “bilinmeyen ada”yı bulmak için tekne isteyen, tekneyi alana kadar da talebinden vazgeçmeyen bir adamın yola çıkmadan önceki durumunu anlatan bu öykü Saramago’nun diğer bir çok kitabında olduğu için bir çok alt metin içeriyor. Bilinmeyeni aramak gibi daha kitabı okumaya başlamadan anlaşılabilecek olan bir alegori dışında yolculuk fikri, kiminle yola çıkılabileceği, yola birlikte çıkan insanların her zaman aynı hedef için birleşmiş olmayabilecekleri gibi birçok fikri de tartıştırıyor öyküde.

“Bilinmeyen Adanın Öyküsü”, Saramago okurlarının bildiği o çok tanıdık ve alaycı dille okuru ilk anda kendisine bağlıyor. Öykünün şanssızlığı, yazarın, buna çok benzeri isimde bir romanı olması. “Yitik Adanın Öyküsü”, içeriği ve konusu itibariyle Bilinmeyen Adanın Öyküsü’nden farklı olsa da isim benzerliği nedeniyle bu güzel öyküyü gölgeleyebilecek gibi görünüyor.

“Yitik Adanın Öyküsü”, birçok şeyin yanı sıra sorumluluk duymanın romanıydı. Olmuş ve bitmiş bazı şeylerden sorumluluk duymanın. “Bilinmeyen Adanın Öyküsü” ise olması gerekene dair bir sorumluluğu anlatıyor. İsimleri dışında tek benzerlikleri de bu sorumluluk hali. Çünkü Saramago bu öyküsünde; yola çıkmak için duyulan isteği, onun karşısındaki çürümüşlüğü gösteriyor. “Bilinmeyen ada”yı arayacak olanın inadını ve “bilinmeyen ada” diye bir şeyin kalmadığını düşünenlerin içi geçmişliğini.  

Yola çıkmanın içten içe gelen bir zorunluluk olması, yol arkadaşları bulmanın zorluğu, aynı yolu farklı insanlarla, farklı amaçlarla paylaşmanın çarpıcılığı ama ne olursa olsun yoldan sapmamanın öyküsü. En az bunlar kadar önemli başka şeyler de vardır öyküde. Biz aranışı, bilinmeyenin peşinden koşmayı ve inadı yazalım başköşeye, geri kalanını okur Saramago’nun güzel anlatısından çıkartsın.

Bilinmeyen Adanın Öyküsü, Jose Saramago, Çeviri : Emrah İmre, Kırmızı Kedi, 2014, 64 sayfa

DAHA FAZLA