Türk Halk Müziğinin önde gelen isimlerinden Arif Sağ, Orhan Gencebay’a uluslararası dava açacağını açıkladı.

Şubat ayında MESAM’daki (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) başkanlık ve yönetim kurulu üyeliği görevlerinden bir grup sanatçı arkadaşıyla birlikte istifa eden Orhan Gencebay, Arif Sağ başkanlığındaki yönetim kuruluna “etnik ve mezhepsel örgütlenme” imasında bulunmuştu.

ARİF SAĞ: BUNUN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIM

Habertürk Magazin'den Tarkan Abdullahoğlu'nun haberine göre, Küba’da kanser tedavisi gördükten sonra geçen ay beyninden ameliyat olan Sağ, bir hastane çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtladı. Usta sanatçı, Gencebay’ın nefret suçu işlediğini ve uluslararası yargıya gideceğini söyleyip ekledi: "Bunun peşini bırakmam."

SUÇLAMALARI REDDETTİ

Gencebay, Sağ’ın tepkisi üzerine “Asla böyle bir şey demedim, demem de mümkün değil. Bizim ülkemizde, din, dil, ırk farklılığı vardır ama ayrılığı kesinlikle yoktur. Mezhep ayrımına alet olacağıma ölürüm daha iyi” diyerek istifa dilekçesindeki ifadelere açıklama getirmişti.

SONUNA KADAR GİDECEK

Tartışmalar devam ederken Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kayyum atamasıyla birlikte Arif Sağ’ın MESAM’daki görevi sona erdi. Arif Sağ, önceki gün hastane çıkışında, “MESAM’ın başkanı olmak benim için bir şey ifade etmez ama bu nefret suçu, bunun peşini bırakmam. İş nereye giderse gidecek. Kimse kimsenin inancına laf söyleyemez. Uluslararası da dava açacağım” sözleriyle davadan vazgeçmeyeceğini vurguladı. Artık barışmalarının söz konusu olamayacağını da sözlerine ekleyen usta sanatçı Arif Sağ, MESAM’a yeniden aday olacağını söyledi.

İLERİ HATIRLATIYOR: NE OLMUŞTU?

Orhan Gencebay’ın Şubat’ta MESAM’dan ayrılırken yazdığı istifa dilekçesinde “MESAM, etnik köken ve inanç üzerinden örgütlenerek faaliyette bulunulacak veya ele geçirilecek bir kurum değildir” şeklindeki sözleri tartışmaya neden olmuştu. Arif Sağ, Orhan Gencebay’ın bu sözlerini mezhepçi bularak tepkisini şu sözlerle dile getirmişti: “Görülüyor ki Sayın Orhan Gencebay, kendisinin temsil etmediği bazı etnik, inançsal ve kültürel değerlerin yönetim kurullarımızdaki temsiliyetinden rahatsızlık duyuyor.”