8 Kasım Salı notları: 'Aydınlık'ın karanlığı, ODTÜ'nün aydınlığı

8 Kasım Salı notları: 'Aydınlık'ın karanlığı, ODTÜ'nün aydınlığı

Bugün ne oldu?' köşemizde her gün Editör yorumuyla günün öne çıkan başlıklarını hatırlatıyoruz.

IŞİD'in Kobane'de başlattığı katliam günlerinde Aydınlık adlı gazete çizgiyi çekmiş, IŞİD'le AKP'yi ortak, PYD ile de ABD'yi ortak saymış, kendine de IŞİD-AKP cephesinin sözcülüğü görevini yüklemişti.

Adı artık "Saray'ın sesi" olması gereken bu gazete bugün de Saray faşizminden bahsedenleri "FETÖ ve PKK ile yan yana" olmakla suçluyor; Kılıçdaroğlu, Davutoğlu ve Abdullah Gül'ü Erdoğan ile Bahçeli'nin çizgisine davet ediyor. Saray faşizmine karşı olanları Türkiye karşıtı cephe" şeklinde yaftalıyor.

Geçmişte ABD'nin Afganistan'da ektiği El Kaide tohumları "mücahit"leri pazarlayan bu hareketin, bölge gericiliğinin ileri unsurları AKP ve IŞİD'i desteklemesi anlaşılmaz değil.

Aydınlıkçılar ABD ile yapılan görüşmeler ve bizzat bu ülkenin desteğiyle kurulmuş AKP'yi "anti-emperyalist" olarak  pazarlarken, açılmasına hizmet ettikleri kapıdan, başkanlık adı altında faşist bir yönetim, işçi düşmanlığı, şeriatçılık, emperyalist düzene "ben de varım, paylaşımı birlikte yapalım" diyen Yeni-Osmanlıcı yayılmacı hayaller giriyor. 

Görev, bugün İleri Haber yazarı Metin Çulhaoğlu'nun da yazdığı gibi, Türkiye'nin sosyalistlerine düşüyor. 
1- Emperyalizmin on yıllardır bölgede gericiliği kullandığını; 
2- AKP, IŞİD, El Kaide ve bundan sonra markası ne olursa olsun gericiliğin bu bölgede emperyalistlerin çıkarlarına hizmet ettiğini;
3- Emperyalist bağımlılık ilişkilerinde Körfez gericiliğiyle el ele verip pazarlık gücünü artırmak istemenin ise ülkenin ve bölgenin emekçi halklarına ihanet etmek dışında bir anlama gelmediğini her fırsatta anlatmak gerekiyor.

ODTÜ (HÂLÂ) AYAKTA

Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğretim üyeleri bugün cübbelerini giyerek düzenledikleri basın açıklaması, gerici-faşist yol haritasında AKP'nin işinin o kadar kolay olmadığını bir kez daha gösterdi. 

2012 yılında öğrencilerinin "ODTÜ ayakta" diyerek Erdoğan'a meydan okuduğu üniversitede bugün de akademisyenler teslim olmayacaklarını ilan ettiler.

10 EKİM KATLİAMINA SIRITAN POLİSLER

10 Ekim Ankara Katliamı davasının ikinci gününe, katliam sanığı Yakup Şahin'in: "Polislerin kendime gelince benimle selfie çektiğini fark ettim. Oradakiler 'elinize sağlık ama bir iki çocuk ölmüş, o da önemli değil' dedi gülerek" sözleri damga vurdu.

İleri Haber, 10 Ekim katliamında AKP'nin sorumluluğunu, katliamın gerçekleştiği ilk günden itibaren ortaya koymuştu. Dava dosyası da, devletin bu katliamdaki somut ihmal ve göz yummalarının örnekleriyle dolu. Buna rağmen, devlet görevlileri hakkında soruşturma açılması yönündeki istekler iktidar tarafından engellendi. Reyhanlı Katliamı'ndan itibaren bu kitlesel kıyımlarda iktidar-devlet bağlantısı irdelenmediği için Türkiye "katliamlar ülkesi" olarak anılmaya devam etti.

HUKUKUNUZ BATSIN

AKP Türkiye'sinin adaletsizliği, balık çaldığı iddia edilen 12 yaşındaki çocuğun tutuklanmasıyla bir kez daha kendini gösterdi.

AKP adaleti, yolsuzlukları gün gibi ortada olan bakanlara dokunmazken, balık yemek isteyen çocuğu tutuklattı.